Archive for the ‘Güncel’ Category

HERKESE BİR SORU , KAÇMAYIN CEVAPLAYIN : Yunusun kuyruğuna kim taş bağlar ?

HERKESE BİR SORU , KAÇMAYIN CEVAPLAYIN : Yunusun kuyruğuna kim taş bağlar ?

yunus-5

”Muğla’nın Datça ilçesinde karnı yarılmış, kuyruğuna kalın naylon sicimle parke taşı bağlanmış ve ağzından kan gelen ölü bir yunus plaja vurdu. Jandarma, denizlerin sevimli canlısı yunusa yapılan bu işkenceyle ilgili olarak bir soruşturma başlattı.
İlçeye 15 kilometre uzaklıkta bulunan Kızlan köyü yakınlarındaki Gölmar Tesisleri ve Ray Sitesi arasında kalan plaja dün öğle saatlerinde bir yunus ölüsü vurdu.
Karnının sol kısmından kuyruğuna kadar uzanan bölümü sert bir cisimle yarılmış, kuyruğuna kalın naylon sicim kullanılarak iki parke taşı bağlanmış olan yunus, tatilcileri şaşkına çevirdi. Olay, İlçe Jandarma Komutanlığı’na bildirildi. Jandarmalar, çevredeki yerli ve yabancı turistlerin bilgisine başvurdu.
Akıl almaz bir işkenceye uğrayan yunusun plajın yakınındaki bir araziye gömüleceği belirtildi. (MİLLİYET-17.06.2008)”

yunus-7 

 

yunus-3 

BEN , SEN , O .. HEPİMİZ SUÇLUYUZ VE HEPİMİZ KENDİMİZDEN KORKMALIYIZ !! 

kaçış – SERDAR KESKİN..

serdarkeskin-1

Kaçış

Kapat gözlerini balığım üzülme sen
Bir gün elbet kurtulacağız cam çeperlerden

Gülüş güzel gök mavi desem anlar mısın?
Ben ağlasam haykırsam göğe, duyacak mısın?

Zaman geldi mekan değil ertele sabret
Balığım hiç dinmesin aşkın bir deniz hayal et

Söz-müzik  : ışıl erdal
Düzenleme : serdar keskin

serdarkeskin-2

hem kurbanım hem de cellat.. – Charles Baudelaire

“hem bıçağım hem de yara
hem yanağım hem de tokat
hem kurbanım hem de cellat
ezen ve ezilen çarkta”

Charles Baudelaire

baudelaire-1

SARHOŞ OLUN

Ama neyle? Şarapla, şiirle, ya da erdemle, nasıl isterseniz. Ama sarhoş olun.

Ve bazı bazı, bir sarayın basamakları, bir hendeğin yeşil otları üzerinde, odanızın donuk yalnızlığı içinde, sarhosluğunuz azalmış ya da büsbütün geçmiş bir durumda uyanırsanız, sorun, yele, dalgaya, yıldıza, kuşa, saate sorun, her kaçan şeye, inleyen, yuvarlanan, şakıyan, konuşan her şeye sorun, ‘saat kaç’ deyin; yel, dalga, yıldız, kuş, saat hemen verecektir karşılığını: ‘Sarhoş olma saatidir. Zamanın inim inim inletilen köleleri olmamak için sarhoş olun durmamacasına! Şarapla, şiirle, ya da erdemle, nasıl isterseniz.’

Charles Baudelaire

gece fragmanları no.105 – ABDULLAH FARUK GÖNÜLLÜ

rachel_corrie-13

gece fragmanları no.105

sana barınaklar kurdum

kolumdan kanadımdan

uzak yıldızlara bakıp iç geçirme

 

yıldızlar içimizde

gece bizimdir

ABDULLAH FARUK GÖNÜLLÜ

 

rachel_corrie-21

La Luna – Lale Müldür..// Bekle Dedim Gölgeye – ÇOK GEÇ ÇOK GEÇ ARTIK..

lalemüldür-2

LA LUNA

bana zaman ve la luna
her şey gitti bak
her şey ağlayarak gitti
sular soğudu
bir kurban düşüyor şimdi aramıza la luna
üçümüzden biri kurban
serin bir çizgi çekiliyor gökyüzüne
çok geç çok geç artık

terkedip gidiyor beni teker teker bütün güneşlerim
bir daha hiç dönmeyecekler mi yaşamıma
alnımdan fırlayan bir kartal yarıp
geçiyor göğü
görünmez bir çarkın çıldırtıcı gürültüsü
duyuluyor bir yerlerden

uzak anılar
yengeçler gibi
çıkıyorlar bir gün batımına

son güneşler son güneşler de düşüyor
bak
tüm metal dairelerinle sen çıkıyorsun yaşamıma

görünmez güçlerle
karanlık ve anlaşılmaz acılarla, uyandırdığın,
tıpkı kendin gibi,
korkutucu gözüküyorsun
sende hiç insani bir şey yok mu la luna

her şey mümkün açıklanabilir gözükse de
bir şeyler kenetlenmiş bir yerlerde
sen yine de gel imparator, gece
ve beni al son bir kez karanlık gözlerine

saçımı ör eskil bir anahtarla la luna
yüzümü yaralarımı sar sarmala
çaputlar ve karalarla la luna
beni o yabanıl şölene hazırla
karanlık duvarlardan geçen siluetler gibi
lacivert geceyi bekleyen buzdan çiçekler gibi
belirsiz bir denizi tarayan bir fener gibi
uzayda gümüş bir sarkaç gibi sallanan
darağacındaki adam.
bir keşiş, bir lehimli
adamotu büyütüyor gözyaşlarından…

isli bir camın altından geçirilen
zehirli bir duman gibi
bulutlar, senin üstünden, kayıyor
kayıyor, la luna, başlar ve sonlar

bana zaman ve la luna
biraz zaman
duyayım bir kez daha o selenli liri
ve sirenleri, mor şarkılarıyla, uzaklardan…

LALE MÜLDÜR

 

 beklededimgolgeye-4

 

beklededimgolgeye-2

……yalnızca benim için dökülmeyen gözyaşlarında……

Faşizm , atılan ilk bombalarla başlamaz , her gazetede üzerine bir şeyler yazılabilecek olan terörle de başlamaz. Faşizm , insanlar arasındaki ilişkilerde başlar , iki insan arasındaki ilişkide başlar…- INGEBORG BACHMANN

ingeborgbachmann-4jpg

”Ben ve Biz. Bazen daha fazla Biz’i kastetmiyor muyum? Biz kadınlar, Biz erkekler, Biz insanlar, Biz lanetlenmişler, Biz gemiciler, Biz körler, Biz kör gemiciler, Biz bilenler. Gözyaşlarımızla, büyüklenmelerimiz, isteklerimiz, umutlarımız ve umutsuzluklarımızla Bizler.

Bölünmez Bizler, her birimizle bölünmüş, ama yine de Biz.

Aslında demek istediğim Biz , ölüme doğru yürüyen Biz , ölülerin eşliğinde Biz , Biz yığılıp kalanlar , Biz boşuna çabalayanlar. Pek çok anda Biz varız , Artık tek başına düşünmediğim düşüncelerde Biz , yalnızca benim için dökülmeyen gözyaşlarında Biz.” – INGEBORG BACHMANN

ingeborgbachmann-1jpg

 

“Bir gün gelecek, insanların siyah ama altın gibi parlayan gözleri olacak ; onlar , güzelliği görecekler , pisliklerden arınmış ve tüm yüklerden kurtulmuş olacaklar , havalara yükselecekler , suların dibine inecekler , sıkıntılarını ve ellerinin nasır bağlamış olduğunu unutacaklar. Bir gün gelecek , insanlar özgür olacaklar , bütün insanlar özgür kalacaklar , kendi özgürlük kavramları karşısında da özgür olacaklar. Bu , daha büyük bir özgürlük olacak, ölçüsüz olacak , bütün bir yaşam boyunca sürecek…” –INGEBORG BACHMANN

ingeborgbachmann-3jpg

Faşizm , atılan ilk bombalarla başlamaz , her gazetede üzerine bir şeyler yazılabilecek olan terörle de başlamaz. Faşizm , insanlar arasındaki ilişkilerde başlar , iki insan arasındaki ilişkide başlar…- INGEBORG BACHMANN

ALEKOS PANAGOULIS……

‘Bağışlanmış özgürlük tutsaklıktır..’ – ALEKOS PANAGOULIS

 

panagoulis-15

ALEKOS (ALEXANDROS) PANAGOULIS :

1939 yılında doğan Yunanlı devrimci , siyaset adamı ,  matematik profesörü ve şair.

Genç yaşta, Yunanistan’daki öğrenci eylemlerine karışmış , daha sonra 1960’ların sonunda başlayan ALBAYLAR cuntası döneminde, Kıbrıs’a gitmiş , burada aldığı bomba eğitimiyle, Albaylar cuntası lideri Papadopoulosa suikast girişiminde bulunmuş ancak başarısız olmuş yakalanmıştır.

Gördüğü onca işkenceye rağmen, gösterdiği direnişle ismi kısa sürede efsaneleşmiş ve çarptırıldığı idam cezası Yunanistan’daki eylemlerle ve uluslararası kamuoyunun baskısıyla müeebbet hapse çevrilmiştir.

1974’te cuntanın devrilmesiyle cezaevinden çıkmış , daha sonra meclise girip milletvekili olmuştur. Ancak hemen akabinde 1976’da bir suikast sonucu öldürülmüştür. Yunanistan’ın halk kahramanlarından olan Panagoulis aynı zamanda yazdığı şiirlerle de tanınmaktadır.

panagoulis-5 

‘Bağışlanmış özgürlük tutsaklıktır..’ – ALEKOS PANAGOULIS

FORZA LİVORNO……

livorno-6

 

A.S. Livorno Calcio 1915 yılında İtalya’nın Livorno kentinde kurulan futbol kulübü. Serie A’da mücadele etmektedir. Livorno İtalyanın kuzeyinde bir liman şehridir , futbol takımı da ağırlıklı olarak liman işçilerinin takımı olma özelliğindedir . İkinci ligden birinci lige çıktıkları zaman kutlamalarda neofaşist parti bürolarını tahrip eden Livorno taraftarları bütün maçlarında kızıl bayraklar , Che posterleri , orak çekicli bayraklar açıp Çav Bela , Avanti Popolo gibi marşlarla takımlarını desteklemektedirler. Livorno taraftarları, faşist köpek mussolini’nin zamanında desteklediği ve ırkçı eğilimleri bilinen SS Lazio takımından ve sağcı Berlusconi’nin takımı AC Milan’dan nefret ederler. Livorno tribünleri anti-emperyalist, anti-siyonist ve anti-faşist duruşları ile hep ayaktadır. 2007’de İsrail takımı M. Haifa ile yapılan UEFA kupası maçında stadlarını Filistin bayrakları ve Filistin yanlısı pankartlar açarak donatan Livorno taraftarları bir kez daha hep ezilenlerin yanında olduklarını göstermişlerdir.  

‘milan deplasmanına giden livornolular, berlusconi’nin saç ektirdikten sonra tek gözünü eşarpla kapatarak korsan pozu vermesiyle alay etmek için, başörtüleri takmışlardı! irak’ta nasıriye’de ölen 17 italyan askerinin anısına bütün maçlarda saygı duruşunda bulunulurken, livorno kale arkası köşesinden (‘kurva’) ‘on, yüz, bin nasıriye!’ tezahüratı yükselmişti. tepkilerini “bunlar işgalci askerlerdi. italya’da her yıl 1500 kişi iş kazasında ölüyor. onlar için niye devlet töreni düzenlenmiyor?” diye açıkladılar.’- TANIL BORA

İtalya Serie A da mücadele eden Livorno komünistlerin ve işçi hareketinin kalesidir.  LUCARELLI takımın efsanevi futbolcusudur , takımın kızıl yumruğudur. Milyon euroları reddedip kendi takımına imza atan ve ‘MİLYONLARINIZ SİZİN OLSUN’ diye konuşan LUCARELLI gönülleri bir kez daha fethetmiştir. ‘MİLYONLARINIZ SİZİN OLSUN’ adıyla adına bir kitap yazılmıştır.  İtalya Milli takımıyla çıktığı ilk maçta gol atınca formasını çıkarıp altındaki CHE tişörtünü dakikalarca tribünlere gösteren ve bu yüzden uzun süre milli formayı giyemeyen ve kendisine sorulduğunda  ‘Umurumda değil , benim milli takımım LİVORNO’dur. ‘ demiştir. Seri A da Livornoda oynarken gol krallığı yaşamıştır.

lucarelli-2

 

Adana Demirspor’un 2009 – 2010 sezon açılışını 19 Ağustos 2009 da Livorno’yla yapacağı özel maçla gerçekleştireceği söylenmektedir.

livorno-3 

“Leggi Livornine” (Livorno Anayasası)

“hepiniz, hangi ulustan olursanız olun, ‘doğulular, batılılar, ispanyollar, portekizliler, yunanlar, almanlar, italyanlar, türkler, berberiler, ermeniler, persler ve diğerleri’ size temin ederiz ki, bu topraklara tamamen özgür ve her türlü kovuşturmadan uzakta bir şekilde gelmenize, kalmanıza, aileleriniz ile geçiş yapmanıza ve yaşamanıza, geriye dönme zorunluluğu olmaksızın oturmanıza, istediğiniz zaman dönerek pisa kenti ve livorno topraklarında yaşamanıza izin veriyoruz.” – 16. Yüzyıl.

Livorno Anayasası : Hangi ulustan olursa olsun, ister hakkında idam cezası çıkarılmış bir korsan, ister bir hırsız olsun, hiçbir şekilde takibe uğramaksızın Livorno’ya yerleşebilecek, burada ticaret yapabilecek hatta dininin gereklerini yerine getirebilecektir.-16. Yüzyıl.

23……

23 YAŞINDAYDILAR……

Rachel Corrie , 23……

“Başkalarının masumiyet hakkını savunmak için kendi konforlu hayatından kalkarak binlerce kilometre öteye, filistin’e gelerek, evi başlarına yıkılan köylülerin önünde kendi vücudunu siper etmeye kalkışan, orada insanlığın ölmediğini haykıran bir genç kızdı rachel corrie. 23 yaşındaydı.” – LEYLA İPEKÇİ

rachel_corrie-22

 

‘çoğumuz hatta aslında hiçbirimiz, bu kadar duyarlılığa ve cesarete sahip olmadık. içimizde hissettiğimiz acının peşinden gitmedik. durduk. sonuçlarına katlanamazdık çünkü. televizyondan seyretmesi daha kolaydı. gazetelerden okumak da öyle. oturduğumuz yerden bir şeyler karaladık en fazla. öfkelendik, kaleme/klavyeye davrandık… ha, şu anda ben de farklı bir şey mi yapıyorum? hayır… bu durumda seyircilerden biri miyim? evet… insan olmak, en çok böyle durumlarda acı geliyor işte. onurdan çok zulme yakın olup bu olanlara alıştığımız zaman… umursamamaya, gazetede görünce sayfa çevirip televizyonda denk gelince kanal değiştirmeye başladığımız an… orda ölenler biz olmadığımız için mi bu kadar rahatız? yoksa kanıksadığımız için mi? ölen her herde ölüyor, giden hiçbir yerde geri gelmiyor oysa…’ – RACHEL CORRIE

rachel_corrie-3

 

“bu sabahtan sonra kendimi çok daha iyi hissediyorum. oturup uzun uzun, ne kadar büyük kötülüklere muktedir olduğumuzu ilk elden keşfedişimin verdiği düş kırıklığı üstüne yazdım. oysa en ağır koşullarda bile insan kalabilme gücü ve yeteneğini keşfetmekte olduğumu da yazmalıydım, ki bunu daha önce bilmezdim. GALİBA ASLOLAN, ONUR…” – RACHEL CORRIE

 

Carlo Giuliani , 23……

G8 Zirvesi’nin (20.07.2001) ilk gününde Cenova’da meydana gelen çatışmalarda küreselleşme karşıtı Carlo Giuliani polis tarafından başından vurularak öldürüldü. Carlo Giuliani, kendisini öldüren polisin bulunduğu araç tarafından da ezildi. Carlo Giuliani 23 yaşındaydı.

carlo-20

 

“Onun hayatı kısa oldu ama bize çok şey verdi ve vermeye de devam ediyor. Ondan çok şey öğrendim. Dış görünüşe göre karar verilemez. Anladım ki, boyalı tişörtler, yırtık pantolonlar, ayakkabılar ve birbirine karışmış örgülü saçların altında sevgi dolu yürekler var” – CARLO’nun babası……

 

carlo-17

Mithat Çınar anısına……

mithatcinar-2

 

PEÇORİN : Bizler çoğu kez duyguların aldanışını , aklın tutarsızlıklarını inanç olarak tanımlarız. Ben her şeyde kuşkuyu severim. Bu eğilim karakterimin güvenli olmasına engel değildir… Aksine beni ilerde nasıl bir olayın beklediğini bildiğim zaman daima büyük bir cesaretle ileri atılırım. Ölümden daha kötü bir şey gelmez başıma. Ondan kaçmaksa elde değildir…… Zamanımızın bir Kahramanı –  LERMONTOV

 

mithatcinar-1

Mithat Çınar (1962-2009)

Ben erken başladım , erken bitireceğim,

Ve biliyorum çok az şey başaracak olduğumu ;

Ruhumu bir okyanus gibi hissetmedeyim

Kırık umutların yüküyle dolu.

 

Kim ulaşabilir haşin okyanusa

Gizlerine onun ? Ve kim

İletecek düşüncelerimi kalabalıklara ?

Ya tanrıyım ben , ya hiç kimseyim !

LERMONTOV

 

lermontov

Mihail Yuryeviç Lermontov (15 Ekim 1814 – 27 Temmuz 1841) 

 

Ziggy Marley’in şarkısındaki gibi adalet hala tek sözcüklü bir dua değil mi ? Tarih baştan başa gerçekleşmesi beklenilen , yitirilen ve yeniden yeşeren ümitlerden ibaret.’

JOHN BERGER – Kıymetini Bil Her şeyin

lermontov.-1jpg