Archive for the ‘Sinema’ Category

‘Senin’ izlemeni istediklerimden : Güney Kore ve Japonya’dan üç film..

Rough Cut – (Yeong-hwa-neun yeong-hwa-da)

roughcut-4 

Tür : Aksiyon , dram
Yönetmen : Jang Hun

Senaryo :
Jang Hun
Yapımcı : Kim Ki-duk
Yapım :2008, Güney Kore , 117 dk.

Oyuncular : Ji-seob So (Su Ji Sub)  , Su-hyeon Hong , Ji-Hwan Kang ,  Chang-Seok Ko

roughcut-5

‘..Örgütünün iki numaralı adamı Gang-pae (Su Ji Sub) , artık olağan bir hale gelen şiddetten bunalmıştır ve aktör olma hayalinden de hiçbir zaman vazgeçmemiştir. Yıldız aktör Soo-ta (Ji-Hwan Kang) ise bir perdenin arkasında, gözlerden ırak yaşamaktadır. Zamanla bu davranışı dikkat çekmeye başlar ve bu durum, nereye gitse peşini bırakmak istemeyen magazin tarafından kışkırtılır. Bu da onu, kontrolsüz bir biçimde uzayıp giden bir dizi olayın içine sokar. Bir süre sonra bir gangsteri oynadığı yeni bir filmin çekimlerine başlar. Sinirli yapısından dolayı, çekimler sırasında bir aktörü döver ve çekimlerin durmasına neden olur. Bu durumdan kendisini sorumlu hisseden Soo-ta, çekimlerin devam etmesini sağlamak için, tesadüfen tanıştığı Gang-pae’den kendisiyle birlikte filmde oynamasını ister. Gang-pae, filmdeki şiddet sahnelerinin sahte olmaması koşuluyla teklifi kabul eder. Soo-ta buna razı olur, ve ikisi gerçek bir müsabaka için hazırlanırlar..’

roughcut-1

 

roughcut-3

‘BURADAN ÇOK UZAKLARA GİT VE HİÇ VAROLMAMIŞ GİBİ YAŞA..’ – ROUGH CUT

roughcut-2

 

A Bittersweet Life – Acı Tatlı Hayat

abittersweetlife-5 

Tür : Dram / Aksiyon
Yönetmen :
Ji-woon Kim

Senaryo :
Ji-woon Kim
Görüntü Yönetmeni :
Ji-yong Kim
Müzik : DalparanYeong-gyu Jang 

Yapım :
2005, Güney Kore , 120 dk.

 Oyuncular :
Jeong-min Hwang (Başkan Baek) , Ku Jin (Min-gi) , Roe-ha Kim (Mun-suk) , Byung-hun Lee (Sun-woo) , Gi-yeong Lee  (Mu-sung) , Kim Young-Chul (Bay Kang)

abittersweetlife-2

‘Sunwoo , Seul‘un en lüks otellerinden birinde müdür olarak çalışmaktadır. Patronu mafya olduğu için de aynı zamanda yeraltı dünyasının sahiplerinden birinin sağ koludur. İşindeki mükemmel başarılarından dolayı patronun en sevilen adamıdır.

En ufak bir hatada cana kıymaktan asla çekinmeyen Bay Kang’ın en büyük zaafı genç ve güzel sevgilisidir. Sevgilisinin sadakatinden şüphe duyduğunu Sunwoo’ya söyler ve kız arkadaşını takip etmesi için onu görevlendirir. Sunwoo’nun genç kızın ihanet ettiğini görmesi çok fazla sürmez. Ölüm cezası vermesi gerekirken Sunwoo’nun sıradışı hareketi ile genç sevgilileri özgür bırakılır. Fakat olay farklı şekilde çözülecektir…
Kore sinemasının (Kore mucizesinin de diyebiliriz) son dönem yıldızlarından birisi. Sinemayı yakından takip edenler şüphesiz festivallerde izlemiştir fakat izlemeyenlere şiddetle tavsiye edilir.’

 abittersweetlife-6

‘Güzel bir bahar günü genç bir öğrenci dalların rüzgarda hareket ettiğini fark eder. Ustasına sorar : dallar kendi kendilerine mi yoksa rüzgar yüzünden mi hareket ediyorlar ?

Görmek için başını kaldırmadan usta cevap vermiş : harekete ne dallar ne de rüzgar sebep olur. Bu senin kalbinde ve aklındadır..’ – A Bittersweet Life

quad (Page 1)

 

Blue Spring – Aoi Haru – Mavi İlkbahar

 bluespring-3

Tür : Dram / Aksiyon
Yönetmen : Toshiaki Toyoda

Senaryo :
Toshiaki Toyoda , Taiyo Matsumoto
Yapım :2001, Japonya , 83 dakika.

Oyuncular : Ryhuei Matsuda (KUJO) , Hirofumi Arai (AOKI)

bluespring-6

Sakamoto Junji`nin “Checkmate” ve “Biliken” filmlerinde senarist ve yardımcı yönetmen olarak görev yapmış olan Toshiaki Toyoda`nın üçüncü uzun metrajlı filmidir. Popüler manga sanatçısı Taiyo Matsumoto`nun kitabından ilk kez filme uyarlanmıştır. Okul hayatından sıkılan ve adeta boğulan Kujo (Ryuhei Matsuda), çocukluk arkadaşı Aoki (Hirofumi Arai) ve arkadaşları 12. sınıfa yeni başlamışlardır. Mezuniyet Töreni Binası`nın çatısındaki parmaklığın dışını tutup bırakarak, ellerini kaç kez çırpabileceklerini görmeye çalıştıkları “balkon oyunu”nu oynamaktadırlar. Geleneksel olarak, oyunun galibi öğrenciler arasında söz sahibi olmaktadır ve Kujo 8 kere el çırparak yeni bir rekor elde etmiştir. Ancak, Kujo`ya göre hem bu oyun hem de okul anlamsız ve sıkıcıdır. Kujo`nun kararsız tutumundan rahatsız olan Aoki aniden saç şeklini ve davranışlarını değiştirir.

bluespring-4

bluespring-5

bluespring-7

Film popüler manga sanatçısı Taiyo Matsumoto’nun kitabının ilk film uyarlamasıdır.

bluespring-8

Bikur Ha-tizmoret / The Band’s Visit / Bando – ERAN KOLIRIN

bandvisit-1

BIKUR HA-TIZMORET / THE BAND’S VISIT / BANDO……- ERAN KOLIRIN 

Yapım Yılı : 2007

Yönetmen : ERAN KOLIRIN

Senaryo     : ERAN KOLIRIN

Yapımcı    : ERAN KOLIRIN

Görüntü Yönetmeni : SHAI GOLDMAN

Müzik   : HABIB SHADAH

Oyuncular : SASON GABAI , RONIT ELKABETZ , SALEH BAKRI , KAHLIFA NATUR..

 bandvisit-4

bandvisit-2 

bandvisit-3 

SİNOPSİS : Bir zamanlar, ama çok eskiden değil, Mısırlı küçük bir polis bandosu İsrail’e gelmiş. Bir açılış töreninde çalacaklarmış, ama ister bürokrasi yüzünden deyin, ister talihsizlikten, havaalanında onları kimse karşılamayınca kendi başlarına kalakalmışlar. Başlarının çaresine bakmaya çalışınca kendilerini çölün ortasında, kuş uçmaz, kervan geçmez, küçük bir İsrail kasabasında buluvermişler. Kayıp bir kasabada kaybolmuş bir bando. Bu hikayeyi hatırlayan fazla kimse yokmuş. Çünkü zaten pek de önemli değilmiş..

bandvisit-8

bandvisit-11

 

“..kesin olan bir şey varsa, o da bir şeyleri kaybettiğimizdir. gerçek aşkı tek gecelik ilişkilerle, sanatı ticaretle ve insan ilişkilerini, diyalogların büyüsünü, pastanın ne kadar büyük bir dilimine sahip olabileceğimiz sorusuyla değiştirdik………..” – ERAN KOLIRIN

 

bandvisit-18

bandvisit-10

16 Years of Alcohol (2003)

16 Years of Alcohol (2003)

..SOMETIMES

FOR SOME PEOPLE

THINGS DON’T WORK OUT

AS THEY MIGHT HAVE HOPED…………………..

 

16yearsofalcohol-1

 

..Bazen bazı insanlar için olaylar beklendiği gibi cereyan etmez.. Umut çok ilginç bir şey , bazı insanların kaybettiklerini bildikleri para gibi bir şey..

..Umutla aranızda ne kadar kuvvetli bir bağ varsa o kadar çirkin görünür..

..Bu umutla ilgili bir hikaye.. Umut ve arzu , sıra dışı bir dünyanın hayali.. Fırtına bulutları üzerinizde toplanırken sizin üstünüzde sizi kollayan meleklerin olduğu  bir dünyanın hayali.. ..Bazı insanlar için olaylar beklendiği gibi cereyan etmez. Umut çok ilginç bir şey..

..Aşkla ilgili olarak hep ilginç hissetmişimdir. Bana hep hileli gözükmüştür aşk. Mutluluk ve hüzün , güzel ve çirkin , hayal ve gerçek. Buna rağmen bir tek şeyi biliyorum hep aşk istemişimdir. Sessizce , çok değil , sadece kalbimi memnun edecek kadar. Sadece biraz gülümsemeli , dünyaya gülümsemeli…

..Aşk aç gözlüdür. Bazen bazı insanlar için olaylar beklendiği gibi cereyan etmez ve o zaman aşk tehlikeli bir hal alır , ürkütücü , şiddetli , dolunay kadar soğuk.. Ama bugün sıcak bir meltem gibi.. Sonra birden zaman ve dünya durmuş gibi hissettiriyor , aşağılanma ve nefret , iyiliğin bittiği nokta.. Umut gidince başka ne kalır..

Hep biliyordum ama hiç anlayamadım , bu çok saçma , insanların kazandığı bir yer değil bu ama insanların bir şeyler kaybettiği bir yer , hem de çok fena..

..İşte rüzgar geliyor , binaları sıyırarak , anlamsız yolculuğunda birilerini suçlamak için..

..Her zaman birileri bir şey ödemek zorundadır , bu tek ama tek kuraldır.. (16 Years of Alcohol)

 

16yearsofalcohol-2

16 Years of Alcohol (2003)

Yönetmen ve Senaryo : Richard Jobson

Oyuncular : Kevin Mckidd , Laura Fraser , Susan Lynch , Jim Carter , Ewen Bremner

16yearsofalcohol-3

 

16yearsofalcohol-4

 

..SOMETIMES

FOR SOME PEOPLE

THINGS DON’T WORK OUT

AS THEY MIGHT HAVE HOPED…………………..

YVES MONTAND……

YvesMontand-1

1921 de İtalyada Ivo Livi adıyla doğar,  doğduğu yıl faşist rejimden kaçan ailesi komünist babası , annesi ve 2 kardesiyle Fransa da Marsilya’ya yerleşir.
8 yaşındayken ailesi fransız vatandaşlıgını elde eder. 11 yaşında bir fabrikada , 14 yaşında ise bir kuaförde calışan ablasının yanında çalışmaya baslar. 
 

Sinema ve Fred Astaire hayranı olan bu genç 1938 de bir teklifi kabul eder ve stand up tarzı bir gösteri yapmaya başlar ve adını Yves Montand olarak değiştirir. Gösterisi çok beğenilir.

YvesMontand-2 
Dans les plaines du far west şarkısıyla çıkış yapar ama savaş patlak verdiğinden dolayı büyük bir ün kazanamaz.

1944’de büyük aşk yaşadıgı Edith Piaf’la tanısır. 1945’te Batling Joe ile ünlenir. 1946’da Piaf tarafından terkedilir. 1949’da tanıştığı Simone Signoret ile 1951’de evlenir.
Henri Georges Clouzot, Alain Resnais, Rene Clement, Costa Gavras gibi önemli yönetmenlerle birlikte çalışır.

 

 

YvesMontand-3 


Savaş ve atom bombası karşıtı bildirgeleri imzalar , önemli bir insan hakları savunucusudur. Albümlerinde CIAO BELLA (ÇAV BELLA) gibi halkların özgürlük marşlarını da seslendirmiştir. Nazım Hikmet’in İngilizceye çevrilmiş şiirlerinden bestelenmiş şarkıları da seslendirmiştir. Fransa’da sağ partilerin yükselişiyle mücadele eder. COSTA GAVRAS’ın yönettiği ‘Z’ filminde abartısız ve mükemmel bir oyun sergilemiştir.

 

Eylul 1985’de 36 yıllık hayat arkadaşı Simone Signoret’yı kaybeder.
1986’da asistanı Carole Amiel’le yeni bir ilişkiye baslar. 31 Aralık 1988’de ilk defa baba olur. 9 ekim 1991’de kalp krizi geçirirek ölür.

 

YvesMontand-4

Zatoichi……

zatoichi-1

 

GÖZLERİM  SONUNA  KADAR  AÇIKKEN  BİLE  HİÇBİR  ŞEY  GÖREMİYORUM…… – ZATOICHI

 

zatoichi-2

ZATOICHI :

  • Yapım:2003 ~ Japonya
  • Yönetmen:Takeshi Kitano
  • Senaryo:Takeshi Kitano
  • Senaryo (Kitap):Kan Shimosawa
  • Yapımcı:Jack Maeby,  Tsunehisa Saito,  Masayuki Mori
  • Görüntü Yönetmeni:Katsumi Yanagishima
  • Müzik:Keiichi Suzuki
  • Süre:1 saat 56 dk

zatoichi-4

JEAN SEBERG’e……

‘Saçlarımı hep kestim

Tutacak kadar kalmasın dedim

Çünkü bir başkaldırma ancak

Saçlarından tutulur……’

 

TURGUT UYAR

jseberg-10

JEAN SEBERG

(13 Kasım 1938- 8 Eylül 1979)

 

Jean Seberg Iowa Marshalltown’da doğdu. Kendisini keşfeden Otto Preminger, ilk iki filminin yönetmenliğini yaptı. İlk filmi 1957 yılında George Bernard Shaw’ın eseri olan Saint Joan’dan derlenen bir filmdir. Bu filmden sonra ona Saint Jean denilmeye başlanmıştır.

İlk evliliğini yönetmen Francois Moreuill ile yaptı. 1962 yılında kendisinden 24 yaş büyük Romain Gary ile evlendi. Gary’nin yönettiği Peru’daki Kuşlar ve Öldür adlı filmlerde rol aldı. Ancak 1969 yılların sonlarına doğru Meksikalı yazar Carlos Fuentes ile yaşadığı ilişki ile Romain Gary ile evliliğini sonlandırdı.

Giyisileri ve kısacık saçlarıyla Seberg’i sadece günün modacıları değil, FBI dedektiflerinden J.Edgar Hoover de takip ediyordu. Fransız sinemasının Amerikalı aktristi Kara Panterler’e açıktan destek veriyordu. Carlos Fuentes ile olan birlikteliğinden hamile kaldığını bilen FBI, doğacak bebeğin babasının bir zenci olduğu söylentisini yayarak, Kara Panterler’e verdiği desteği önlemek istedi. Yaşadığı bunalım nedeniyle erken doğum yaptı. Bir basın toplantısında bebeğin beyaz ve cansız bedenini gazetecilere göstererek dedikodulara son verdi.

Yaşadığı bunalımlı günlerden sonra depresyona giren Seberg film çevirmeye devam etti.Fakat sık sık intihar teşebbüslerinde bulunuyordu. En son 1978 yılında Paris metrosunda bir trenin altına atlamaya çalıştı. Bir hafta ortadan kaybolduktan sonra 8 Eylül 1979’da Paris’in dışında bir yerde arabasında ölü bulundu. Yanında boşalmış bir kutu uyku ilacı ve bir intihar notu vardı. Ölümüyle FBI’ın bağlantısının olup olmaması hep tartışmalı oldu. Montparnasse Mezarlığına gömüldü.

 

scorpio……

scorpio

 

Koşmaya başlarsın , herkes nedenini bilmek ister , sonra kendi sorularına kendi cevaplarını uydururlar…… Kaçarken asla bekleme ve asla düz bir hatta koşma……

SCORPIO (1973) – Michael Winner

Quantin Tarantino – Inglourious Basterds

Ah bekir ahhh

 

Senden başka çektiğim dert kalmadı
çektiklerim bana hiç ders olmadı
verilecek bir hesabım kalmadı

git, ellere yar ederim seve seve, seve seve
ben seni seve seve

kimse seni sevmeyecek
benim kadar, bu bir gerçek
ister kul ol ister köle
tüm aşklar bir gün bitecek

kaybolunca etrafından insanlar
anlarsın yalnız kalanlar ne yapar
lüzumsuz bir aşk içinmiş tüm bunlar
git, ellere yar ederim seve seve, seve seve
ben seni seve seve

kimse seni sevmeyecek
benim kadar, bu bir gerçek
ister kul ol ister köle
tüm aşklar bir gün bitecek..

GONCA ÖNCEL

Hayat işte..

”hayatın bir konusu yok ki filmlerin olsun” jim jarmusch
”sinema, gerçeğin saniyenin 24 katıyla çarpılmış halidir ve her sahne yalandır” jean-luc godard