‘uzun yıllardır pek televizyon seyretmem.. izleyebildiğim bir iki tane dizi vardır , altı üstü o.. zamanla bir tiksinme oluştu sanırım televizyon sektöründen.. hep aynı nakarat , hep aynı sesler , hep aynı yüzler ve hep aynı hikayeler , tartışmalar.. özellikle haber bültenleri , haber programları ve tartışma(ma) programları televizyondan uzaklaşmama sebep oldu.. hepsi bir çıkar çevresinin ve grubun borazanı..
diziler de ayrı bir felaket furyası.. bir ara mafya dizileri , sonra siyasi içerikli dizi furyası baş gösterdi , ardından aile içi ya da arkadaşlar arası saçma sapan ilişkiler yumağının anlatıldığı aşk meşk dizileri baş gösterdi.. kimin eli kimin neresinde belli değil.. bazı diziler daha da ilginçleşti , dizinin bölümleri boyunca arkadaşlar sırayla herkesle sevgili oluyor , permütasyon kombinasyonlar yetersiz kalınca , tükenince yeni oyuncular diziye ekleniyor ve ilişki ağı genişletiliyor.. hep sığ senaryolar , hep aynı hikayeler.. biraz yaratıcılık arıyorsun yok.. biraz gerçek hayattan bir şeyler arıyorsun yok.. geçim zorluğu , iki yakasını bir araya getiremeyen karakterler arıyorsun yok.. alın teriyle üç beş kuruş kazanmaya çalışan işçi , memur , köylü arıyorsun yok.. olanlar da defolu karakterler.. diziler de herkes hayatından memnun..
şimdi de polisiye diziler furyası başladı.. polisiye edebiyatı , filmleri oldum olası çok severim.. iyi kotarılan polisiye dizileri de kaçırmam.. yerli , yabancı fark etmez.. san francisco sokakları’nı , miami vice’ı , ‘zorlu ikili’ diye yayınlanan ‘dempsey and makepeace’ dizilerini izleyerek büyüyen bizim kuşağı ‘arka sokaklar’ gibi polisiyeler ve günümüz amerikan polisiye dizileri pek sarmaz.. ama mecbur kalınca yavan polisiyelere bile tav oluyoruz.. izliyoruz fakat ertesi gün aklında hiçbir şey yok diziyle ilgili..
neyse şükür ki tam kafamıza göre bir dizi iki haftadır ‘star tv’de başladı : ‘behzat ç. – bir ankara polisiyesi..’ her temas iz bırakır , son hafriyat ve erken kaybedenler gibi kitaplarından tanıdığımız yazar emrah serbes’in her temas iz bırakır ve son hafriyatta yarattığı karakter olan behzat ç. komiserin maceraları artık televizyonda.. ilk bölümü heyecanla bekledim , korkum romandaki karakterin yontularak evcil bir kuşa döndürülmesiydi.. ama ilk iki bölümde gördük ki dizi ekibi buna karşı iyi direnmiş.. behzat ç. olanca kuralsızlığı , umursamazlığıyla karşımızda işte..
behzat ç.’yi oynayan erdal beşikçioğlu dizinin her saniyesinde oyunculuğunu konuşturuyor.. erdal beşikçioğlu , behzat ç.’yi her yapımda yaptığı gibi oynamıyor adeta yaşıyor.. rol aldığı tüm yapımları hemen hemen izlediğim usta oyuncu , bence behzat ç. karakterindeki performansıyla en üste çıkarmış durumda oyunculuğunu..
dizinin eksik , hatalı yanları var ama şimdi bunları yazarak kimseyi üzüp , moral bozmak istemem.. senaryoda bazı aksamalar , hatalar olabiliyor.. umarım düzelir ve en aza iner bunlar.. dizinin oyuncu kadrosunda da kötü yönden sırıtan oyuncular , oyuncu adayları var.. ama buna rağmen ‘harun , hayalet , akbaba’ ve ege aydan’ın canlandırdığı ‘şevket’ karakterleri tam anlamıyla oturmuş ve bu karakterleri canlandıran oyuncular en üst seviyede oyunculuk sergiliyorlar.. hazal kaya’nın canlandırdığı ‘berna’ karakterinin diziye erken vedası ise üzücü ama sarsıcıydı.. suya sabuna dokunmayan dizilere tokat atarcasına ilk bölümde ‘berna’mızı gömdük kara toprağa.. gönül isterdi ki berna’yı hep görelim ama yüce kalemler konuşmuş ve berna’mız ilk bölümden sonsuzluğa uğurlanmış..
dizinin müzikleri de on numara , dizinin bu kadar çabuk beğenilmesinde ve tutmasında çok büyük katkısı var müziklerin.. dizinin müziklerini pilli bebek grubundan cem kısmet yapıyor..
dizinin güzel yanlarından birisi de zekice kurulmuş diyaloglar.. akılda kalmayan dizilere nispet yaparcasına öyle güzel diyaloglar kurulmuş ki , replikler günlerce kafanızda gülümsemenize yol açabiliyor.. ilk bölümde ki harun adlı polise üniversite öğrencilerinin ‘katil , faşist polis’ diye bağırması üzerine harun’un ‘ne faşisti lan , cinayet masası’ diye verdiği cevap sonra , behzat ç.’nin sorguladığı öğretim görevlisinin kendinse rüşvet teklif etmesi üzerine sakince ‘alırız hocam alırız , niye almayalım ki parayı , neticede ahlak masası değiliz öyle değil mi’ diyerek şüphelinin suratına okkalı bir tokat atması gerçekten hafızalardan silinmeyecek repliklerden bazılarıydı.. ilk bölümü sanırım dört kere , ikinci bölümü de üç kere izledim.. sıkılmadan , aynı heyecanla izledim hem de.. sanırım behzat ç. kadar çatlak birisi oluşum dizinin aynı bölümlerini arka arkaya bu kadar çok izlememin nedenlerinden en önde geleni.. uzun bir dizi olmasına rağmen iki bölümde de niye dizi bitiyor diye hep üzüldüm..
bir gün bir televizyon yapımını bu kadar anlatacağım hiç aklıma gelmezdi.. diziye emeği geçen herkese çok teşekkürler.. umarım çok uzun soluklu bir dizi olur ve biz hep merakla ve heyecanla bekleriz yeni bölümü..
pazar akşamları heyecanlı anlar yaşayıp güzel vakit geçirmek istiyorsanız ya ‘behzat ç.’ gibi vişne-vokta’nızı ya da biralarınızı hazırlayın ve televizyonunuzun karşısına geçin..’
Crockett..
Dizi Ekibi :
Oyuncular :
BEHZAT Ç. : ERDAL BEŞİKÇİOĞLU
HARUN : FATİH ARTMAN
HAYALET : İNANÇ KONUKÇU
AKBABA : BERKAN ŞAL
BERNA : HAZAL KAYA
BAHAR : AYÇA VARLIER
ŞEVKET : EGE AYDAN
SAVCI : CANAN ERGÜDER
Genel Yönetmen : SERDAR AKAR
Senaryo : EMRAH SERBES , ERCAN MEHMET ERDEM
Yönetmen ve Görüntü Yönetmeni : ZEKERİYA KURTULUŞ
Yönetmen : DOĞAN ÜMİT KARACA
Yapımcı : TARKAN KARLIDAĞ
Dizide kim kimdir..
behzat ç. : behzat ç. cinayet masasında bir polis. akademiden 1985 yılında mezun olmuş.
sınıf arkadaşı mesleğinde en üst mevkiiye yükselirken o aldığı cezalardan dolayı hep aynı yerde kalmış. çünkü behzat ç. yazılı adalete karşı çıkıyor. kanun onun umurunda değil! onun için varsa yoksa vicdan. özel hayatında yaşadığı travmalar iş hayatını doğrudan etkiliyor.o yüzden belki de bu kadar tutarsız.hayatta hiç kimseye özellikle kadınlara güvenmiyor.tek güvendiği insan kızı berna…
harun : 30 yaşlarında, iri yarı ve kaba saba biridir. hayatta saf ama cinayet işlerinde çakaldır. korkutucu bir mizah anlayışı vardır. sekiz yıldır behzat ç. ile beraber çalışmaktadır. onun en yakın çalışma arkadaşıdır. amiriyle zaman zaman çatışmakla birlikte ona sonuna kadar güvenir. amiri bir çatıdan atlasa o da peşinden atlar. görev adamıdır ama ters tarafına denk geldi mi söz dinlemeyi pek sevmez, inisiyatifini sonuna dek kullanır. iyi koşar, iyi dövüşür. fiziki meselelerde ekibe katkısı en önemli özelliğidir. polis olmanın her türlü avantajını kullanır. maçlara beleş girer, yasak yere park eder, sağa sola diklenir. iyi bir şofördür ve motorlu taşıtlar uzmanıdır. spor gazeteleri okur, mizah dergilerine göz gezdirir. ankaragüçlüdür. iştahı yerindedir. her türlü abur cuburla beslenir. bilinebilecek her şeyi bildiğini düşünür. sinir bozucu bir özgüveni vardır. sinirli bir mizacı vardır, çabuk öfkelenir ama karamsar değildir. behzat ç.’nin karamsarlığına karşı bir kontrast oluşturur. melankolik değildir, dışa dönüktür, esprili olmaya çalışır. yaşama karşı tutumu, savaşçı ve saldırgandır.
hayalet : ekibin kulağı en delik adamıdır. her türlü çevre araştırması ve istihbarat işi ondan sorulur, aranan adamları şıp diye bulur. açık tenlidir, cılızdır, çöp adam gibidir. o kadar ince ve beyazdır ki hayalet zannedilir. lakabı buradan gelmektedir. “adı sami ya da sabri gibi bir şeydir”, ama kimse hatırlamaz. tavrı ve duruşu belli belirsizdir, keskin hareketler yapmaz, su gibidir. gözden hemen kaybolur, nereden geldiği belli olmaz. ayaklarının altında raylı sistem varmış gibi hareket eder. seridir, gözden hemen kaybolur. gözleri çok keskindir.
akbaba : 40 yaşlarındadır ama yüz senedir cinayet masasında çalışıyor gibidir. büronun demirbaşıdır, hayatı cinayet olmuştur. akademiden değil, çekirdekten yetiştiği için komiserlikte kalmıştır. bütün yaralama ve cinayetlere ilk elden bakan cinayet büro elemanı odur. ölenlerin ve öleceklerin kokusunu aldığına yönelik bir rivayet vardır. bu yüzden ismi olan ismet unutulmuş lakabı akbaba baki kalmıştır. hastanede yaralıların başında bekleye bekleye kendi çapında bir tıp kültürü edinmiştir. yaralanma çeşitlerinin hepsini bilir, kimi zaman 112 gelene kadar ilkyardımda bulunur. tanımayan doktorlar, ‘meslekten misin’ diye sorar kendisine. kendi çapında bir halk hekimi olduğu da söylenebilir. iş arkadaşları dışında bir arkadaşı ya da bilinen bir özel hayatı yoktur. sadece vaktinde evli olduğu ve karısının başka birine kaçtığına yönelik bir takım rivayetler vardır.
şevket : 50 yaşlarındadır. behzat ç.’nin ağbisidir, bir alışveriş merkezinin müdürüdür.
oturaklı bir tipi vardır. çokbilmiştir, kendine güveni tamdır, dışadönüktür. işinin kurdudur, ‘gemisini yürüten kaptan’ anlayışıyla hareket eden pratik bir adamdır. senelerdir behzat ç.’yi arkasından toplamaya çalışır. o soruşturma geçirdikçe şevket araya adam sokmaktadır. yüksek mevkilerde hatırlı dostları vardır, bu açıdan boş bir adam değildir. behzat ç.’nin sürülmesini ve açığa alınmasını engeller sürekli. kızsa da bağırsa da, kendi açısından hep onun iyiliğini ister.
(alıntılar , fotoğraflar ve bulabileceğiniz başka ayrıntılar : www.startv.com.tr..)