GECE ŞİİRLERİ
1. D E V R İ K Y Ü R E K S A V U N M A S I
Çiy doladım kasnağına gecenin. Işıksızlığın hep
yoksul yalnızlıklara çıkması doğurur o rüzgârı.
Giz dizilmiş çardaklar incir kokulu, çiçek hattı
gözlerine doğru. Kokunda korku. Kafka; mürekkebini
içtiğim mevsimsiz aşk. Ölümün önünde yayılan;
çıbanı yüzümün. Devrik yürek savunması ömrüm.
Yaşlı bir adam vurgun yemiş. Kuşlar. Düşler.
Kapılma saatleri, basamaklarında ateş yatan zaman
merdiveninin dik soluğuna. Ve çekip giden bir ben,
aynı denize, irkilen iskeleden.
2. I S S I Z L I K S Ü R Ü S Ü
Sıcak bir buğu düşürdüler ceplerinden, kışın gelişini
gözlerime yıkan gölgeler, ölüme giderken. Sonuna vardım
ufuk renginin, gündüz rüyalarımda gördüğüm. Gün sayıyor
kör eşgalim. Sönüyor gülüşüm, gülün bağrında ikindi vakti.
Zaman çağlıyor, ömrümü biçmeden. Çölde ıssızlık sürüsü
gecelerim. Pencerelerden akan yollarda usulca büyüyor
hüzün. İsyan dumanları. Bir kıyı, boğulduğum. Suçluyum.
Talan edilmiş sokaklara yeleler taktım, yenilgilerimi
asmak için. Korku salmış düş dudaklarına. Üzgünüm.
3. B U Y R U K
Gecenin deniz kanatlarında, bir kuşun sesine dalmış
düş topluyorum, gözlerime öpücük. Kendine açan bir ışığı
emiyor kalbim. Kara tren, sisler durağında akıntısı
kavuşmanın. Ten, sahili gurbetin. Dalga dalga köpürüyorum
aşka. Buyruk: Tez boynu vurula!
4. H A R İ T A
Haritası parçalandı ellerimde gecenin, bir yitiriş değil
bu, sınırları tutamadım yerinde, gözlerime doldu sular,
şimdi zaman oynak bir gölge. Nasıl başlasak geri dönmemek
için? Hüzünkıran ardında saklanan kalbimle, artık, okyanuslara
açılmak geçmeli içimden. Biliyorum. Ama kavuşmalar ayrılıktır
bazen.
KAAN İNCE
Kaan İNCE
2 Şubat 1970 tarihinde Ankara’da doğdu, 11 Ağustos 1992 yılında İstanbul’da kendi isteğiyle yaşamdan ayrıldı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nde okudu.
Şiirleri Çağdaş Türk Dili, İzlek, Promete, Yazılı Günler gibi dergilerde yayımlandı. Ölümünden sonra İzlek dergisinin girişimiyle Kaan İnce Vakfı kuruldu.
(Fotoğraf : SÜT filminden - Semih Kaplanoğlu)
Ağustos 1992’de ömrünü kendi isteğiyle noktaladığında
sadece 22 yaşındaydı genç şair. Nisan 1992’de Yaşar Nabi
Nayır Gençlik Ödülleri birincisi MEKTUP adlı şiiri:
Mektup
Yarım kalmış acılar denizi pencereme konardı geceyle, savrulurdum.
Gözyaşı kokusuyla dolu bir kuğu, zamanın sonuna kalkan, sürgünümdü; göz mavisi duman, sessizliğim.
Aktım ölü deniz kızıyla gökkuşağı saklı mektubun içine, pulumuz rüzgar oldu, postacımız güvercin.
Civa gibi eridik kabımızda.
Kırmızıya gittik.
Hemen yokladım yüzümü yağmurun yuva yaptığı ellerimle.
İyice şaşırmıştı alıcısı vapur ıslığımızın.
Saplandı gözlerimin ışığı yeni güne.
Mermer bir kayıkla geri döndük
diğer yarısına acının,
usulca çekildi deniz,
son bulduk, yenildik.
Artık yataksız bir liman yüreğim, soğuk ve loş. Kırık
düşlerim. Serçelerde gözlerimin buğusu. Buruk içim.
Böylesi bir yenilgiyi beklemediğim için
sabahın en serin ucunda bağıran ben
intihar edecekmiş gibi sıkılıyorum
düşük boynuma asılı sonbaharı.
Çekildi yaşanan hıçkırıklara, yaşanmayan düş kırıntılarımızla boğulduğumuz odaya.
Düştü saat duvardan, telefon diye çevirdim yelkovanı:
İmdat. Akrep soktu kendini.
Çan sesleri, ezan sesleri, mart sesi, çatılarda kaldı gecenin gizi.
Unuttum mektubun içinde boğulduğumu. Elveda.
KAAN İNCE
(Fotoğraf : SÜT filminden – Semih Kaplanoğlu)