‘TEKEŞLİLİK.. sadakat ve ihanet üzerine aforizmalar..’

“30.

neden kişisel özgürlük fantezilerimizin pek çoğu – tıpkı en utanmaz fantezilerimiz gibi-  kontrolünü kaybetme üzerinedir.. kendimizi ne sanıyoruz.. hayallerimizdeki kahramanlar pervasız, içinden geldiği gibi davranan, tutkulu kişiler; nefsine hâkim olamayanlar ise olumsuz idealimiz..

alt tarafı kendi özgürlüğümüzden korktuğumuzu, en iyi halimizle davrandığımız zaman hayal kırıklığına uğradığımızı, her bağlılığın fazla bir bağlılık olduğunu söylemek biraz cüretkârca olacak..

 

31.

tekeşlilik yanında daima sadakatsizliği de getirir; bir ihtimal olarak da olsa.. bu durum, sinik ya da naif, bilgiç (yani ironik) ya da salakça (yani fazla dürüst) olmadan tekeşlilik hakkında yazmayı çok güçleştirir.. sanki ardında yatanları göremezsen, kendisini de göremezmişsin gibi..

tekeşlilik hakkında yazmak, cinsel sapkınlıklar hakkında yazmak gibidir.. önemli olan yazının tondur daima.. içerik çoğunlukla bir duman perdesinden ibarettir.. örneğin, yazar haklı mı diye sormamalıyız; üslubu acı mı diye sormalıyız.. eğer öyleyse tam olarak ne yüzünden.. neye inanıyor diye sormamalıyız; onu dehşete düşüren ne diye sormalıyız..

 

47.

var olmayan bir şey uğruna mı yarıştığımızdan, yoksa bizden başka kimsenin yarışmadığı bir yarışı kazandığımızdan asla emin olamayız.. evlilikte kimin keleğe geldiğinden tam olarak emin olamama nedenimiz budur.. bizi başarı kadar yenik düşüren başka bir şey yoktur.. başarı her zaman yenilgiden daha kafa karıştırıcı, esas olarak daha ironiktir..

 

93.

Hiçbir şeyden tedavi olup kurtulamaz insan, yalnızca kafasını taktığı şeyler değişir.. belli düşünceler bize haber vermeden yok oluverirler.. aynı şekilde, insan ancak tekeşlilik sorun olmaktan çıktığı zaman gerçekten tekeşli olur : yani aşıkken..

aşık olmak, tekeşlilik sorununu onu geçersiz hale getirerek çözer.. ya da, daha doğrusu, kişinin kendi tekeşliliği sorununu çözer.. ben aşık olduğum zaman, sadakatsiz olabilecek olan ötekidir yalnızca.. ben sadakatsiz bir fiilde bulunsam bile – tuhaftır ki artık daha özgürüm bunu yapmakta- bu masum, zararsız, anlamsız olacak.. en sonunda mutlak bir tekeşli olmuşumdur.. kendi arzumun daha önceki serseriliği artık düşünülemez bile..

derin bir zevkle – ya da, başka bir deyişle, inançla – aşkımdan söz ederim, belki inanılıyordur bana.. ama gene de ötekinin sadakatine kendimi inandıracak kadar ikna edici olamam.. bir de bakarım, tekeşlilik tek kişilik bir dinmiş..

 

97.

hep aynı kalmak isteriz ve hep farklı bir şeye dönüşüyoruz.. kendimizi herkesten daha iyi aldatmamız gerek, çünkü en korktuğumuz sadakatsizlik değişim.. gözlerimiz kapalı kendimizden önde gidiyoruz; sanki ölüm orada, bizi hayal kırıklığına uğratmak üzere bekliyormuş gibi..

bu yüzden, kendimizi birine adadığımızda, zaman üzerinde istibdat kuruyoruz, saçma bir biçimde sahip çıkıyoruz ona.. böyle davranabilmek için insanın bir şeye ikna olmuş olması gerek..”

ADAM PHILLIPS

‘TEKEŞLİLİK.. sadakat ve ihanet üzerine aforizmalar..’ , ADAM PHILLIPS, Çeviri : BÜLENT SOMAY, METİS Yayınları, Ekim 1997, 136 Sayfa..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Comments are closed.