Geçen yıla oranla açık ara fazla ziyaretçi katılımıyla öne çıkan kitap fuarını dün sonlandırdık. Okur kesiminin televizyon akışına eklemlendiği bir dönemden geçtiğimizden muhtemelen, tarih kitaplarının satışındaki yükseliş tüm stantların ortak konusuydu fuarda. İçerik olarak tarihten oldukça uzak bir içeriğe sahip bu kitapların kapış kapış gidişine nasıl üzüleceğini bilememekte olanlardan biri de bendim.
Ulaşım açısından epey ırak bir noktada bulunmasının şikayetleri hala canlı. Fiyatların daha alınabilir, içeriklerin daha kaliteli, söyleşilerin daha bol olacağı bu tip zihin açıcı etkinliklerin yıllık fuar organizesi olmasından çok sayısı her geçen gün azalan kitapevleri tarafından da gerçekleştirilmesi temennisiyle.
Yeni yayınların takipçisi olmanın yanında daha önce okuyup belli bir vakit sonra tekrar dönülesi bir daha okumamız gereken bir kitap : Suç ve Ceza. Uzun roman okuyamam diyecek olursanız NTV yayınlarından çıkan çizgi roman versiyonu tavsiye olunur.
Bu kadar anmışken; gün geçtikçe yalnızlaşan kent yaşamımızda, suçluluklarla yüzleşmek niyetine başat kitabımız “Suç ve Ceza”dan okuyalım bir parça…
‘HERDEM’
“Konuşmak istediler ama susmayı seçtiler. Gözleri yaşlıydı. İkisi de solgun, ikisi de bitkindi. Ama bu hastalıklı, bu solgun yüzlerde, daha şimdiden yenileşmiş bir geleceğin, yeni bir yaşayış için dirilmenin şafağı parlamaktaydı. Aşk onları diriltmiş birinin kalbi diğerinin kalbine bitimsiz bir yaşam kaynağı olmuştu. Beklemeye ve dayanmaya karar verdiler. Önlerinde daha yedi yıl vardı. O zamana kadar ne dayanılmaz acılar çekecekler, ne sonsuz mutluluklar tadacaklardı! Ama Raskolnikov yeniden dirilmişti, o bunu biliyordu. Yenileşen varlığıyla bunu iyice hissediyordu.”
‘Suç ve Ceza , Dostoyevski…’