Geçecek, geçecek… geçecekler.
En son gelen, kalacak geriye…
sahaflar, kırtasiyeler ve eskiciler dolaşmaktan, gezmekten en büyük keyif aldığım mekanlardır. hele ki kırtasiyeler; kalemlerin, defterlerin, kutuların, silgilerin içinde hayat bana öyle güzel ki…
onun renk cümbüşünün içinde ne kadar grim ve siyahım varsa kaybolur…
babamın çok güzel kalemleri olurdu, şimdi düşündüğümde babamın kalemi olması dışında hiçbir özelliği olmayan kalemler aslında.
babam onları gömlek cebinde özenle sakladığından mı, yoksa boyu 6 santimetreyi geçmeyen ve sürekli ucu kırılan kurşun kalemlerimiz olmasından mı nedir, sadece ben değil tüm kardeşlerim çok heves ederdi babamın kalemlerine.
hatta okula götürüp arkadaşlara hava atma planları kurar ve hep başarısız olurduk.
o kalemlere sadece, babama lazım olduğu zamanlarda, gömlek cebinden babama kadar olan mesafede eşlik edebilirdik.
o gün bu gündür hiçbir kırtasiyeye kayıtsız kalamıyorum…
yine bir gün kayıtsız kalamadığım bir kırtasiyede, geçen yıl ağustos aylarında, harika bir sese rastladım…
”Isabelle Geffroy…” sahne adı ise ”Zaz…”
ona göre Zaz’ın anlamı a dan z ye müziğin tüm sesleri demekmiş, ya da tam tersi z den a ya…
5 yaşından beri müzikle ilgilenen fransız şarkıcı Zaz, konservatuar eğitimi almış. kemandan piyanoya birçok enstrüman çalabiliyor.
birçok grupta solistlik yapmış, üstelik tamda adına yakışır bir şekilde, caz, endülüs, latin, küba ve afrika ritimlerini harmanlayan gruplarda.
özgürlüğü çok hissetmek istediği zamanlarda ise paris’in montmartre sokaklarında ve kabarelerde söylemiş. bu kadar bilinmesi ve konuşulması da en çok sokak performansları sayesinde olmuş.
ve sonunda 2010 yılında je veux isimli bir albüm çıkarmış.
albümde birbirinden güzel şarkılar var, benimse en beğendiğim Les Passants…
o gün o kırtasiyede duyar duymaz içimde sarı sıcak, çocukluk günlerinden hatırladığım bir kıpırtı oldu, kendimi çokta iyi hissetmediğim o gri istanbul gününe sesi ve şarkıları pasiflora gibi geldi.
kalbinde müziğe ne kadar duyarlılık varsa hepsini sesine taşıyan, üstelik giyiniş tarzı ve doğallığı ile de gözdem olan Zaz
22 ekim 2011 uluslararası caz festivalinde istanbul da sahne alacak.
bu şansı yakalayabilen aylaklarımızdan ricam Les Passants en çok benim için dinlesinler…
çok sevin, çok gülümseyin…
‘BULUT’