46

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

‘Kötü gün. Sabah sakinleştiricimi içmeyi unuttuğum için günün devamını nasıl getireceğimi pek bilmiyorum. “Yine akşam olmalı Abbas” diyorum. Medeniyet Mağduruyum, kendimi geçiştirmek için yapmayacağım iş yok gibi. Henüz erken bir yaşta olmama rağmen Balzac’tan daha fazla kahve içtiğimi hesapladım, sağlamasını dost ortamlarında görenler var. Puşkin sinirimle beraber yaşıyorum, arkadaşların yaraları var. Beni dengede tutabilecek herhangi bir sistemin yaşadığını düşünmüyorum. Kesmiyor, olmuyor, olamıyor.

Bazı geceler “komün kuralarım” tartışmaları gecenin geç saatlerine kadar sürüyor, sabah kalktığımızda kafatasımızın içinden geçen ramazan davulcularıyla yüzleşiyoruz. Sıkıştık. Hem de çok pis köşeye sıkıştık. Hayatımızı rayından çıkartan siyasi zırvalıklar ve lokomotifi tekrar güzergâha koyan benliğimiz acı çekiyor. Acı çekiyor çekmesine de Allah kahretsin ki Nietzsche’yi de seviyoruz.

Ortaya karışık bir halimiz var sanki. Tango yapmayı da biliyoruz, halay çekmeyi de. Her boku bilen adamların vazgeçemediği arkadaşlarıyız, medeniyet mağdurlarıyız.

Devletlerle uğraşmaktan sevgilimi öpecek zamanım kalmıyor bazen. Evet, aynen bunu düşünüyorum.’

‘Papyrus’

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Comments are closed.