‘tabi öğrenilmiş başka dersler de vardı.. komünizmi pratikte uygulamaya kalkanlar başarısız oldular.. teorinin pratikten koparılması demirbaş eşya misali kalıcı bir hal aldı.. pratiğin çökmesiyle teorinin doktorlarının da yıldızları söndü.. stalinist rejim , doğuşundan itibaren , bir gün kendi tasfiyesine son çiviyi çakacak çekici işletmekteydi.. de-stalinizasyon süreci sovyetler birliği ya da çin’deki aşağıdan baskıların sonucunda gerçekleşmedi.. bilakis , sistemin beslemesi olup , ona dayanarak yönetimlerini sürdürdükleri toplumların ideolojisinin enkaza dönüştüğünün , fiilen var olan sosyalizmin gerçekliğiyle yakından uzaktan alakası kalmadığının bilincindeki adamlarca (moskova’da nikita kruşçev ve onlarca yıl sonra pekin’de deng xiaoping tarafından) uygulamaya kondu.. on yılardır baskı altında tutup ezdikleri kendi halklarından tecrit edilmiş durumda olup , konumlarının zayıfladığını gören bu insanlar , nihayetinde kapitalizmin restorasyonuna varan bir reform programını devreye soktular.. bu esnada sistemi savunmaya yönelik ne bir kitle ayaklanması , hatta ne de sınırlı protesto eylemi yapılıyordu.. ciltlerce kitaba karşılık gelen bir olguydu bu..
bunlara rağmen eski kuşaklar , (bir zamanlar doğu almanya diye anılan ülke dahil) sosyal diktatörlüklere dair bazı olumlu hatıraları akıllarında tutmaktadır.. onların hatırladıkları , kesinlikle baskıcı , hatta muhtemelen devrilmesi gerektiğini düşündükleri bir devletti , ama aynı zamanda , parasız eğitim ve sağlık hizmeti sağlayan , konut ve elektrik harcamalarında ciddi ölçüde yardımda bulunan , temel gıda maddelerinin ucuza temin edilebildiği ve çocuklarının korunaklı bir dünyada yetişecekleri duygusunu yerleştirmiş bir devletti.. kapitalizmin çoğunluğunun ihtiyaçlarını karşılayamaması en çarpıcı haliyle kendini 2008 krizinde gösterdi..
canavar artık yaralarını gizleyemiyordu.. zaten tam da bu sebeple , kapitalizm var oldukça komünizm fikri asla ortadan kalkmayacaktır..
alman şair ‘hans magnus enzensberger’ bir keresinde ‘karl heinrich marx’ başlığını verdiği kısa bir şiir yazmıştı.. bu şiirin dizelerinin anlattığı bugün için de geçerliliğini korumaktadır :
görüyorum , sana
ihanet etti tilmizlerin :
oldukları yerde kalan ,
düşmanlarındı sadece..’
‘kapitalizm , hangi biçime bürünürse bürünsün , aşağıdan ya da açıkça daha üstün alternatiflerden kendisine yönelik kalıcı bir tehdit bulunduğunu hissetmedikçe (gerçi şu anda böyle bir durum kesinlikle söz konusu değildir) hala sefalet ve çaresizlik üreten bir ekonomik model olarak orta yerde duruyor..’
‘alevler cılız , ama son on yılların fırtınalarına rağmen hala tamamen sönmüş değil. alevler tekrar harlanabilir , belki de hayal ettiğimizden daha çabuk.. çünkü çağdaş kapitalizm , sömürüye , eşitsizliğe ve devrevi krizlere dayalı bir sistem olarak (ki burada sistemin gezegenin hassas ekolojisine etkisine hiç değinmiyoruz) varlığını devam ettirdiği müddetçe , kapitalizm-karşıtı hareketlerin iktidarı ele alma ihtimali de her zaman mevcuttur..
bu perspektiften baktığımda ben kendimi iflah olmaz bir sosyalist olarak görüyorum ve fikirlerimin yoğrulmasında sosyalist ve komünist hareketlerin ilk kurucularına çok şey borçlu olduğumu biliyorum.. marx’ın düşüncesi , materyalist bir cehennem yaratıp mahvolan bir kötü ruh değildi ; marx’ın düşüncesi asla unutulup gitmez.. bu yüzden de büyük görevimiz hala ortada durmaktadır.. kasaları ve hesapları para dolu bir aristokrasi , her eğilimden siyasetçileri ehilleştirerek dünyanın çok büyük kısmını idare ediyor.. mülk sahipleri ile mülksüzler arasındaki düellolar yeni biçimlere bürünerek devam ediyor.. bize düşen , yirminci yüzyılın hatalarından ders çıkarıp onları aşmaktır.. kapitalizm bu konuda başarısız oldu.. sosyalistler bu dersleri çıkarmayı başarmalılar…’
TARIK ALİ..
‘KOMÜNİZM DÜŞÜNCESİ’ , TARIK ALİ , Çeviri : OSMAN AKINHAY , AGORA KİTAPLIĞI , Mart 2011 , 95 Sayfa..