‘müzik özgürlüktür..’

‘son zamanlarda devamlı iran’la ilgili sanatsal üretimlerden bahsetmemden dolayı bazı arkadaşlar iran’la kafayı bozduğumu düşünmeye başladılar.. ama gerçek şu ki ortadoğu coğrafyasında insanların bu kadar baskı altında olmalarına rağmen bu kadar kaliteli ve güzel sanatsal üretimler yaptıkları devamlı bahsedilecek başka bir ülke yok..

‘furuğ ferruhzad’ , ‘sadık hidayet’le başlayan ve ‘kiarostami’ , ‘majidi’yle devam eden iran’ı keşif maceram son iki yıldır yoğunlaştı.. burada dikkatimi çeken bir olay olarak şunu söylemek istiyorum tanıdığım veya eserlerini incelediğim insanların yarısından fazlası iran’la ilgili sanatsal üretimlere girişi furuğ ferruhzad’la yapıyorlar ve kiarostami’yle daha derinlere dalıyorlar.. iran’da yapılan geçmişteki üretimlerle , yeni üretilenlere yetişip okumak, izlemek ,  dinlemek ve bu deryayı bitirmek mümkün değil.. bugün sadece bir isim ve iki filmiyle beraber kendi yaşadığı trajediden bahsedeceğim kısaca size..

ustamız ‘sarhoş atlar zamanı’ ve ‘kaplumbağalar da uçar’ adlı filmlerinden tanıdığımız iranlı kürt yönetmen : ‘bahman ghobadi’..

mutlaka izlemenizi istediğim iki filmi ise : ‘half moon (2006)’ ve ‘no one knows about persian cats.. (2009)’

iki aydır bahman ghobadi’yle yatıp kalkıyorum.. ondan kurtulabildiğim zaman onu ve tüm filmlerini uzun uzun yazacağım.. benden başka yazmak isteyen olursa ya da yazan olursa daha da mutlu olurum.. çünkü çok sevdiğim sanat eserlerinden başkalarının da benzer hazları almasından ve onlarla ilgili yazılanları okumaktan çok mutlu oluyorum..

her neyse tırıvırıya dalmayalım.. ikisi de müzikle nefes alan insanların hikayelerini anlatan ‘half moon’ ve ‘no one knows about persian cats..’ filmlerini mutlaka bulup izleyin..  her filmi izledikten sonra eminim ‘yaşasın müzik , yaşasın özgürlük’ diye haykırmak için kendinizi tutamayacaksınız..

‘half moon’ adlı filmde ‘kak mamo’ , iran ve ırak kürtlerinin yanı sıra dünyaca da tanınan meşhur bir besteci ve müzik adamıdır.. iran ile ırak arasındaki yıllardır süren sorunlar sebebiyle bir türlü gidemediği ırak’a , saddam hüseyin’in devrilmesiyle sonunda konser vermeye gidebilecektir. uzun bir bekleyişten sonra ırak’a gitmesi için izin de çıkar.. konsere oğullarım adını taktığı diğer müzisyenlerle beraber gidecektir.. kak mamo’nun vize almasından sonra bir nevi menejeri gibi olan ve horoz dövüşüyle geçimini sağlayan ‘kako’ya haber verir ve kako bir servis otobüsü ayarlar bu zorlu yolculuk için.. otobüsün karşılığında her şeyi olan tüm dövüş horozlarını feda eden kako yola koyulur..

kako yolda önce kak mamo’nun oğullarını toplamaya başlar değişik şehirlerde.. kak mamo’yu da aldıktan sonra zorlu konser macerası tam anlamıyla başlar.. kimi zaman acıklı kimi zaman komik sahnelerin birbirini takip ettiği filmde arka fonda çalan müziklerle gözlerinizden yaşlar akarken takip eden sahneyle bazen kahkahaya boğulacaksınız..

yukarıdaki fotoğraflarda bazı oyuncuları ve sahneleri görülen ‘no one knows about persian cats’ filminde ise genel olarak iran’da müzikle uğraşan insanların karşılaştığı zorluklar ‘negar ve ashkan’ın çevresinde gelişen olaylarla anlatılıyor.. müziklerini daha özgür ortamda yapabilmek için yurt dışına çıkmaya karar veren negar ve ashkan bir müzik stüdyosunda nader’le tanışırlar.. nader bu ikilinin müziklerini dinlediğinde kulaklarına inanamaz.. nader , ashkan ve negar’a ‘tamam sizlere yurtdışına çıkabilmeniz için gereken her yardımı yapacağım ama lütfen iran’da da hem kendiniz hem hem aileniz için bir konser verip öyle yurtdışına gidin’ der.. nader kahramanlarımıza konser için her türlü izni alacağını , konser yeri de bulacağını ve istedikleri orkestra için çeşitli müzisyenlerle tanıştıracağını söyler.. ve müzik için her şeylerini vermeye hazır bu üçlünün macerası başlar.. tamamen gerçek olaylardan senaryosu kurulan bu film bahman ghobadi’nin bence doruğa ulaştığı filmidir.. slogan atmadan , abartmadan , irrite etmeden ve mesaj verme kaygısı olmadan en sert şekilde nasıl politik film yapılacağını çok güzel gösteriyor ghobadi bu filmiyle.. çekim tarzıyla da doğallığı yakalayan filmin müziklerini adım gibi eminim hemen arayıp bulmak isteyeceksiniz.. indie-rock’tan , heavy metal’e ve rap müziğine  kadar uzanan bir müzik dünyasında dolaşırken iran’da yapılan müziğe ve müzik için her şeyi yapan , her türlü baskı ve cezayı göze alan sanatçılara hayran kalacaksınız..

half moon’da ‘kak mamo’nun zorluklarla geçen masalsı serüveni ile ‘no one knows about persian cats’de ‘negar , ashkan ve nader’in trajik hikayeleri neden ısrarla iran dediğimi biraz olsun açıklayacaktır..

son olarak half moon’da ‘kak mamo’ ile ‘şoför kako’ ve persian cats’de ‘nader’ karakterlerini oynayan oyuncuların performanslarına lütfen dikkat edin izlerken diyorum..

üreten , kendileri ve toplumları için bir şeyler yapamaya çalışan tüm insanların başına geri kalmış , baskıcı sistemlerde neler geliyorsa yani tıpkı cafer panahi’nin başına ne gelmişse benzer şeyler bahman ghobadi’nin başına da geçen sene geldi.. yönetmenlik hayatı boyunca devlet yardımlarından yaralanamayan bahman ghobadi film çekmek için evindeki eşyaları satan bir sinema sevdalısı.. her türlü zorluk ve baskıya katlanan bahman ghobadi’nin başına en kötü şey geçen sene geliyor ve bahman ghobadi’nin can yoldaşı , sevgilisi japon asıllı amerikalı gazeteci ‘roxana saberi’ 2010’nun ocak ayında iran aleyhine casusluk suçlamasıyla tutuklanıp sekiz yıl hapis cezasına çarptırılıyor.. uzun süre olayın şokunu üzerinden atamayan bahman ghobadi tüm dünya kamuoyuna seslendiği acıyla gözyaşıyla dolu bir mektupla bu sessizliğini  bozdu.. akabinde 2010’nun mayıs ayında temyiz duruşmasıyla roxana saberi serbest bırakılmıştı.. roxana saberi için internette milyon tane abuk subuk yorumda bulabilirsiniz.. ama bahman ghobadi’nin yüreğinin kapılarını açmış olduğu bir insandan zarar gelmeyeceğine adım gibi eminim..    

her şey için yüreğine sağlık bahman ghobadi.. iyi ki varsın..

gülüşünüzle kalın aylaklar..’

Crockett..

‘no one knows about persian cats filmini internette paylaşım ortamlarında  paylaşıyorum çünkü iran’da sinemada gösterilmesi yasak.. istediğiniz kadar paylaşın.. yalnız iki şey istiyorum , birincisi büyükçe bir ekranda iyi bir ses sistemiyle izleyin , ikincisi paylaşıyorum çünkü filmde anlattığım gibi çocuklar var ya onlar gibilerini gördüğünüzde lütfen ellerinden tutun.. çünkü iran’ın kurtuluşu onların elinde, sanatçıların elinde.’ – BAHMAN GHOBADI

BAHMAN GHOBADI’nin ROXANA SABERI için yazmış olduğu mektup..

‘amerikan pasaportlu iranlı sevgilim roxana saberi için,
şimdiye kadar sessiz kaldıysam, bu o’nun iyiliği içindi. eğer bugün konuşuyorsam, bu yine o’nun iyiliği için.
o benim dostum, nişanlım, yoldaşım… her zaman hayran olduğum, zeki ve yetenekli genç bir kadın.
31 ocak günüydü. doğum günüm olan gün. o sabah, beraber dışarıya çıkmayı planladığımızdan beni alacağını söylemek için aradı. hiç gelmedi. cep telefonunu aradım, ancak kapalıydı ve 2-3 gün boyunca ona ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. evine gittim ve anahtarlarımız birbirimizde olduğu için evine girdim, fakat orada da yoktu. iki gün sonra telefon etti ve “beni affet canım; zahedan’a gitmek zorunda kaldım,” dedi.
sinirlendim, neden bana hiçbir şey söylememişti ki? ona inanmadığımı söyledim, ancak o yineledi: “beni affet canım, gitmek zorundaydım”. sonra, hat kesildi. tekrar araması için bekledim. aramadı.
zahedan’a gitmek için yola çıktım. her otelde o’nu aradım, ancak ismini duyan olmamıştı. 10 gün boyunca, babasından tutuklandığını öğreninceye kadar, binlerce kara düşünce gelip geçti aklımdan. bunun bir şaka olduğunu varsaydım.
bunun bir yanlış anlaşılma olduğunu ve birkaç gün içinde salıverileceğini düşündüm. ancak günler geçti ve ondan tek bir haber bile almadım. endişelenmeye başladım ve ne olduğunu idrak edinceye kadar yardım için mümkün olan her kapıyı çalmaya başladım. ve şimdi kalbim acıyla dolu. çünkü onu iran’da kalmaya teşvik eden bendim. ve şimdi onun için hiçbir şey yapamıyorum. roxana, iran’ı terk etmek istiyordu. bunu ben engelledim.
ilişkimizin başında, birleşik amerika’ya dönmek istiyordu. oraya beraber gidelim istiyordu. ancak ben yeni filmim bitinceye kadar kalması konusunda ısrar ettim.
burada kalabileceği ve buna bütünüyle dayanabileceği ölçüde, filmim bitinceye ve beraberce buradan gidinceye kadar; yazdığı kitap onu içine çekmişti.
roxana’nın kitabı iran’a bir övgüydü. kitabının müsveddeleri duruyor ve elbette bir gün yayınlanacak ve bizler de bunu göreceğiz. fakat neden kimse bir şey söylemedi? onunla konuşan, çalışan, oturup sohbet eden ve ne kadar suçsuz olduğunu bilen onca kişi…
bu mektubu o’nun için endişelendiğimden yazıyorum. sağlığından endişeliyim. sürekli ağladığını ve bunalmış olduğunu duydum.
roxana çok hassas biridir. yemeğine dokunmayı reddedecek kadar…
mektubum devlet adamlarına, politikacılara ve yardım etmek için herhangi bir şey yapabilecek herkese seslenen çaresiz bir haykırış…
okyanusun ta diğer ucundan, amerikalılar onun hapsedilmesini protesto ettiler, çünkü o bir amerikan vatandaşı. fakat ben “hayır” diyorum, o bir iranlı, ve o, iran’ı seviyor. size yalvarıyorum, gitmesine izin verin! onu politik oyunlarınızın ortasına atmamanızı rica ediyorum!
roxana siyasi oyunlarınızda yer almak için çok zayıf ve saf. davasında benim de bulunmama, babası ve nazik annesiyle beraber yanı başında oturmama, suçsuz ve ayıpsız olduğuna tanıklık etmeme izin verin.
yine de, serbest bırakılacağı konusunda iyimserim ve yargının, davanın bir sonraki aşamasında iptal edileceğini kesinkes umut ediyorum.
benim japon gözlü, amerikan vatandaşı, iranlı sevgilim hapiste. utanç duyuyorum! utanç duymalıyız!’
BAHMAN GHOBADI

Comments are closed.