VEDA ŞARKISI.. – CHE GUEVARA

VEDA ŞARKISI..

1. 

kayalıkta çakılı yelkenli 

sana bırakıyorum veda şarkımı. 

2. 

benim uzaklardaki ölümümün kanında tohumlanışı da 

kayalar devranının altında değişken köklerle. 

yalnızlık! geçmişe özlem çiçeği canlı duvarların. 

yalnızlık, yeryüzünde adanmış faniliğim. 

3. 

taşımak istemiştim heybemde 

yüreğinin gelip geçici tadını, 

ama kaldı havaya çizilmiş kesin eğrilerle, 

yadsıma oldu umudumun yiğitliğine. 

giderim hatıradan daha uzun yıllar boyu

kapalı yalnızlığıyla gezginin,

fakat havaya çizilmiş kesin eğri sanki bana döndü

ve bir işaret koydu pusula kaderime.

sonu geldiğinde bütün gündelik işlerin

yol yapacağım bir geleceğim olmasa,

gelmiş olacağım bakışında canlanmaya

kaderimin sırıtan parçası olarak.

gideceğim hatıradan daha uzun yollar boyunca

zincir halkaları gibi eklenen elvedalarla zamanın akışında.

4.

dimdik hatıra sonunda düşmüş yola,

usanmış beni bir geçmişi olmadan izlemekten,

unutulmuş yol kıyısındaki bir ağaçta.

uzaklara gideceğim, hatıra

parçalanarak ölünceye yolun taşlarında,

ve devam edeceğim, içimde

hep o gezginin acısı, yüzümde gülümseyiş.

bu dönenen bakış ve güç

büyülü bir matador mendilinde.

alıkoydu kaygı duymaktan tüm çıkarlara,

hep yitiren bir çizgi oldu benim eğrim.

ve bakmak istemedim seni görürüm diye

beni isteksizce davet etmeni

mutluluğumun pembe boyalı torerosu

deniz seslenir bana sevecen elleriyle.

çayırım -bir kıta-

dümdüz yayılır, tatlı ve silinmezdir

alacakaranlıkta bir çan gibi.

5.

bir sicil memuresi karşısında kurumlu bir doktor gibidir

kara bir mikroskobu gösteren bilim.

sanat… sanat diye arzı endam eden şey

bir leica’nın kısır mekaniğidir.

acılar ve kaygılarla dolu bir yerli (ve tabii özlemleriyle

olup ta şimdi yiten için

ve onun dönüşünde arzu gönlünde),

coca, alkol ve açlığın aptalca gülümsemesiyle.

üç kuruşa satılan cinsellik

-amerika’da pek ucuz-

boş çarşafların umursanmaz hatırası.

guetamala bıraktın beni

bağrımda derin bir yarayla

ve de acılarını bana emzirme

ya da emme fırsatıyla,

kahreden bir hıçkırığın belirsiz duygusunda bulan kadını.

kederleri teker teker birleştiren bir bağ var yine de:

uyanan insanın haykırışıdır o da.

6.

işte bugün böyle titrek ellerle

belirsiz bir kayıta koyuyorum prizmamı.

ağacın olgunluğunu tüketmeden

kasalanmış meyvanın garip tadıyla.

çağırışını fark edemiyorum bazen

yaşlı, garip kanatlanmış kulemden,

fakat bazı günler var ki cinselliğin uyanışını hissediyor

ve bir öpücük dilenmeye dişiye gidiyorum

ve böylece beni arkadaş diye çağırmayanın

ruhunu hiçbir zaman öpemeyeceğimi anlıyorum…

biliyorum ki tertemiz değerlerin kokusu

bereketli kanatlarla dolduracak beynimi,

biliyorum ki hayata geçmesi mümkün olmayan

fikirleri barındırmak gibi zevkleri bırakacağım.

biliyorum ki ölümüne çarpışma günü

halk çocukları benimle omuz omuza verecek,

halkın savaştığı amacın kesin zaferini

göremezsem eğer

fikri en yüksek geleceğe götürmek için

mücadele verdiğimdendir,

eski kabuğun tüylerini yolarken

doğan umudun kesinliğiyle biliyorum bunları..

CHE GUEVARA

‘ŞİİRLER’ ,   CHE GUEVARA , Çeviri : ADNAN ÖZER – VİLMA KUYUMCUYAN , YILMAZ YAYINLARI , 1989..

Comments are closed.