‘güçlüğü umutsuzca zorlamak bile güzeldi..’
‘çabuk kurtulma özgürlüğü insanın elindeyken kişinin dayanamayacağı kötü durum yoktu..’
‘ya insanlar.. onların yaşamasında her şey ayrıntı. önemli olan yemek değil , yenecek yemeğin çeşididir ; giysi değil , giysinin çeşidi ; ayakkabının çeşidi. günlerin adı bile.. belli günlerde belli yaşamları vardır.. pazar günleri pazarlık yaşamalarını kuşanırlar, çarşambaları çarşambalık! hep ayrıntılar! paranın sayısı gibi. güler’in mavi gözlü oluşu gibi..’
‘yaman adamdı bu dilenci. insanların işten dönerken ucuza huzur satın aldıklarını biliyordu..’
‘yoksa her şey ben olmadığım zaman, benim olmadığım yerlerde mi oluyordu..’
‘bir genç horoz konuşabilseydi ancak bu sesle konuşurdu. neden insanlar susmayı bilmiyor.. ‘o bilir. susulacak zamanı o bilir.’ birden içinde ona karşı dayanılmaz bir sevgi, bir özlem duydu. elini biri nerde çekti aldı.. yerinden kalktı. işte gidecek. filmi görmese de olur. sinemadan çıkarken yarın gelip yine beklemeyi kuruyordu. bu gece günlüğüne ne yazacak.. bu günü nasıl özetleyecek.. ‘bir horozun vakitsiz ötüşü’ diye yazsa olmaz mı..’
‘doğru, hep başkayız. ayak bastığımız her yer dünyanın merkezi oluyor. her şey bizim çevremizde dönüyor..’
AYLAK ADAM , YUSUF ATILGAN , Yapı Kredi Yayınları , Ekim 2000..