‘gözünüzdeki kıymık en iyi büyüteçtir..’ – THEODOR W. ADORNO
SU KATILMAMIŞ ŞARAP ..- bir kişinin bize karşı iyi niyet besleyip beslemediğinin şaşmaz bir ölçüsü vardır : bizimle ilgili zalim ve düşmanca sözleri bize nasıl aktardığı.. bu tür şayialar çoğu zaman yersizdir ; kötü niyetin hiçbir sorumluluk almadan , hatta iyi niyet adına yoluna devam edebilmesinin bahanelerinden başka bir şey değildir.. bütün tanıdıklar , kısmen tanışıklığın sıkıcılığını sarsmak için , zaman zaman herkes hakkında küçültücü bir şeyler söylerler ama hepsi de başkalarının yargılarına karşı duyarlıdırlar ve sevmedikleri kişilerce bile sevilmeyi içten içe isterler : insanlar arasındaki yabancılaşma kadar genel ve ayrımsı bir şey varsa o da bu yabancılığı kırma arzusudur.. işte haber yayıcılar da tehlikeli malzemenin hiçbir zaman eksik olmadığı bu ortamdan beslenirler : herkes tarafından sevilmek isteyenlerin bunun tersini gösteren kanıtlara doyamadığını çok iyi biliyorlardır.. insanın iftiraları aktarmasını haklı gösterebilecek tek koşul , bunların ortak kararlarla , insanın güvenmek zorunda olduğu kişilerin , örneğin çalışma arkadaşlarının değerlendirilmesiyle açıkça ve dolaysızca ilgili olmasıdır.. şayia ne kadar tarafsız ve çıkarsızsa , acı vermekten duyulan o çarpık arzu da o kadar şiddetli demektir.. kötü sözü aktaran kişinin sadece iki tarafı birbirine düşürmek istediği ve bu arada kendini de göstermeye çalıştığı durumlar daha zararsızdır.. ama laf taşıyıcı daha çok kamuoyunun atanmış sözcüsü olarak ortaya çıkar ve serinkanlı nesnelliğiyle kurbanın boynunu eğmek zorunda olduğu anonimliğin gücünü ona daha da iyi hissettirir.. yaralandığından habersiz olan yaralı tarafın onuru için duyulan gereksiz kaygı , her şeyin apaçık olması için gösterilen gereksiz özen , iç temizliğine verilen o abartılı önem-bütün bunlarda daha da sırıtır yalan.. bu değerler çarpık dünyamızın gregers werl’leri tarafından öne sürüldüğünde çarpıklık daha da artar.. iyi niyetliler ahlaki sofuluk adına hareket ederken yok edicilere dönüşürler..
THEODOR W. ADORNO
..bir şarkı , kendimi bildim bileli mutluluk verdi bana : ‘dağ ile derin derin vadi arasında’ diye başlıyor ve çayırda serilmiş yatarken bir avcı tarafından vurulan ve hala canlı olduklarını anlayınca da hemen oradan seğirten iki tavşanın öyküsünü anlatıyordu.. ama kıssadan hisseyi ancak çok sonraları çıkartabildim : sağduyu ancak umutsuzlukta ve uç durumlarda sürdürebilir varlığını ; nesnel çılgınlığa kurban gitmemek için saçmalık gerekir.. örnek alınmalı ki o iki tavşan : ateş edildiği anda kendini yere at , korkudan sersemlemiş bir halde bekle ve aklını başına toplar toplamaz da halin kaldıysa bütün gücünle tabanları yağla.. korku kapasitesiyle mutluluk kapasitesi birdir : deneyime sınırsızca açık olmak , sırtı yere gelenin kendini yeniden keşfettiği o kendini bırakma yaşantısına denk düşer.. var olan karşısında duyulan ölçüsüz bir kederle ölçülmeseydi mutluluğa mutluluk denebilir miydi.. çünkü ağır hastadır dünya.. ona temkinli bir tavırla kendini uyarlayan , sırf böyle yapmakla onun çılgınlığına da katılmış olur ; oysa egzantrik kişi direniyor ve dünyaya ‘yeter , kes artık !’ diyebiliyordur.. felaketin yanılsamalı niteliği üzerinde , ‘umutsuzluğun gerçek dışılığı’ üzerinde durup düşünebilen ve sadece kendisinin hala canlı olduğunu değil , dünyada hala yaşam olduğunu fark edebilen de sadece odur.. donup kalmış tavşanların kurnazlığı , kendileriyle birlikte avcıyı bile kurtarır : kaçarken onun suçluluğunu da aşırmışlardır..
THEODOR W. ADORNO
‘her sanat yapıtı işlenmemiş bir suçtur..’
‘aşk , farklı olanda benzerlik görme gücüdür..’
‘‘biz’ derken aslında ‘ben’i kastetmek , hakaretlerin en örtülüsüdür..’
THEODOR W. ADORNO
THEODOR W. ADORNO , MINIMA MORALIA , METİS YAYINEVİ , EKİM 1998 , ÇEVİRİ : ORHAN KOÇAK , AHMET DOĞUKAN..