‘çalarken tanrıların hayatını , ateşlerini çalarken
adım bütün kötülüklerin anasına çıktı
ben şimdi bütün kötülüklerin anasıyım..’
ALİ YILDIRIM
SARARMIŞ BİR ÇOCUK FOTOĞRAFI GÜNÜ
dinmez bir uğultunun ortasındayım
dilim tutuluyor , başladığım türküler eksiliyor
son sözümü baştan söylüyorum
şimdi dikilsem hayatın karşısına
büyük yalanlarımı alıp gelsem
taşıyabilir mi beni çürüyen yanlarım
yumruğum taşıyabilir mi beni
işte yarım kalmış bir öykünün kahramanı
hep yaralı ve savruluyor hayata
savruluyor bir çete artığı gibi
hangi taşı kaldırsalar altında ben
hangi bebeği öpmeye kalksam ağlıyor
sararmış bir çocuk fotoğrafında
bütün acılarını topladım bir oğlum oldu..
ALİ YILDIRIM
BÜTÜN GİZLERİMİ KURCALADIM SANA BİR ŞEY ÇIKMADI
bir avuç denize dönse çocuğa
rastlasa haydarpaşa feneri
gemilere göz kırparken. Bana
getirse onu. Elini hiç bırakmasam
gitmese bir daha karalı bir kentin
ortalık yerinde bırakıp beni..
ALİ YILDIRIM
İSKELEYE YANAŞAN YÜREK
yalnız çocuğa diyebilirim , içimde
yerle bir olan dünyayı. Çocuk tüm
çocukluğuyla sadece çocuk gördü
üzerinde martıların ağladığı o denizi..
ALİ YILDIRIM
SENSİN BU YÜREĞİ TAŞIYACAK
kayalardan yankılanan bir damladır gülüşün
dudaklarımda gel-git , coşkularımda soluk
telefonlara kapanırım , iş çıkışlarına , ders bitimlerine
bir serçe olur uçarsın da
ne zaman sapanıma el atsam yiter
tüm sözcükler senin için , tapınaklar sana
fırıncı küreğidir ellerimiz kora sokarı
halkım , taze bir ekmek gibi buğulanırken gözlerin
yırtarız suskunluk senfonisinin notalarını
gümüşten sol anahtarları paslanır
geceler ölgün ölgün süzülür aynalara
göğüslerimden inceden bir katran sızar
sevgilim , bugün beni öpme kanlıyım
şakaklarımda nükleer başlıklı füzeler döllenirken
nasıl okur üçüncü sınıf bir cellat
bolivya günlüğünü ey halk
sen esirgemez ve bağışlamazsın
sensin bu yüreği taşıyacak
ALİ YILDIRIM
(BİR AYAKLANMADIR GÜLÜŞÜN , ALİ YILDIRIM , Ekim Yayınları , Mayıs 1987..)