KİRAZIN TADI – ABBAS KIAROSTAMI
(Taste of Cherry – Ta’m e Guilass)
‘ADAM (BADİİ) : Eee, sorun yok mu ?
YAŞLI ADAM (BAGHERİ) : Hayır !
ADAM :Her şeyi aldın mı ? o ağaç iyi bir işaret noktası!
YAŞLI ADAM : Evet.
ADAM :Sorun yok mu?
YAŞLI ADAM : Sorun yok ama!
ADAM :Ama ne ?
YAŞLI ADAM : Birine yardım etmek istediğinde , bunu düzgün şekilde , tam kalbinle yapmalısın! Daha iyidir, daha doğru daha mantıklı!
ADAM :Duygularını daha önemli şeyler için sakla. Kürek yerine ellerini bile kullanabilir misin?
YAŞLI ADAM : Ama nasıl? İş ne ?
ADAM :Sana söyledim. Uzmanlığın hangi konu?
YAŞLI ADAM : Toprak atmak uzmanlık istemez. Sadece toprak atmak. Başka bir şekilde yardım edebilseydim, onu tercih ederdim.
ADAM :Sadece istediğimi yap!
YAŞLI ADAM : Ama yardım ne ? bir adam dostuna yardım etmek istiyorsa bunu değişik şekilde yapmalıdır! Bir hayat kurtarabilir, kimsenin ölümünden sorumlu olmayacağım ama istediğin için, evet diyorum. Ama bu zor. Kolay olmadığını itiraf et! Sorununu açıklamazsan , sana kim yardım edebilir? Beni tanımıyorsun , ama akrabaların , dostların bir kardeşin var. Beni bağışla. Ya aile sorunudur ya da borçlar. Her sorunun bir çözümü vardır. Ama eğer anlatmazsan kimse sana yardım edemez. Hepimizi hayatında sorsunlar var! Hepimiz her sorun için bu yolu seçersek dünyada kimse kalamayacaktır. Bu doğru değil mi? Kimse! Bir ruh bile! Sola dön lütfen..
ADAM : Bu yolu bilmiyorum!
YAŞLI ADAM : Ben biliyorum.. daha uzun ama daha iyi ve güzeldir.. 35 yıl boyunca bu çölün esiri oldum.. başımdan geçen bir şeyi anlatacağım sana. Evlendikten kısa bir süre sonraydı. Her türlü sorunumuz vardı.. o kadar sıkılmıştım ki, her şeyi bitirmeye karar verdim.. bir sabah şafaktan önce arabaya ip koydum. Aklım berraktı, kendimi öldürmek istiyordum. Mianeh’e gittim, yıl 1960’tı. Kiraz ağaçlarının yakınına gittim. Orada durdum. Şafak sökmemişti.. ipi bir ağaca attım, ama orada durmadı.. bir iki kere denedim ama olmadı. Sonra ağaca tırmandım ve ipi sıkıca bağladım. Sonra elimin altında yumuşak bir şeyler hissettim, kirazlar ! çok güzel tatlı kirazlar. Bir tane yedim, güzeldi. Sonra iki ve üç tane daha.. sonra fark ettim ki güneş dağların üzerinde doğuyordu. Ne güneş , ne manzara, ne yeşillik.. bir anda okula giden çocukların sesini duydum.. bana bakmak için durdular. Benden ağacı sallamamı istediler. Kirazlar düştü ve yediler.. mutluydum. Sonra biraz kiraz toplayıp eve götürdüm.. karım hala uyuyordu. Uyandığında o da kiraz yedi.. ve o da mutlu oldu.. kendimi öldürmekten vazgeçtim. Ve kirazlara geri döndüm.. bir kiraz hayatımı kurtardı. Bir kiraz hayatımı kurtardı..
ADAM : Kiraz yedin karın da.. ve her şey yolundaydı!
YAŞLI ADAM :Hayır , öyle değildi ama ben değiştim. Daha sonra daha iyiydi, aslında bakış açım değişti, kendimi daha iyi hissettim. Herkesin hayatında sorunları var. Bu böyledir. Dünyada çok insan var. Sorunsuz bir tek aile bile yok.. sorununu bilmiyorum.. yoksa daha iyi açıklardım.. bir doktora gittiğinde ona nerenin acıdığını söylersin.. Bir fıkra var.. bir adam doktora gider , ona der ki : doktor parmağımla vücuduma dokunduğumda acıyor.. başım bacaklarım acıyor.. karnım elim acıyor.. doktor onu muayene eder ve der ki vücudunuz sağlam ama parmağınız kırık. Dostum senin aklın hasta ama sende sorun yok. Bakış açını değiştir. Evden kendimi öldürmek için ayrıldım ama bir kiraz beni değiştirdi.. önemsiz bir kiraz.! Dünya sana göründüğü gibi değil. Bakışını değiştirmelisin, bu dünyayı değiştirmelisin.. iyimser ol! Her şeye olumlu bak.. sen gençsin, küçük bir sorun yüzünden intihar etmek istiyorsun. Tek bir sorun için. Hayat devamlı ileri giden bir tren gibidir.. ve sonra yolun sonuna varırı, terminale. Ve terminalde ölüm bekler.. elbette ölüm bir çözümdür ama gençlik döneminde değil.. seni bu taşlı yola soktuğum için affet.. bir şeyin iyi olduğunu sanıyorsun.. sonra yanıldığını anlıyorsun.. esas olan doğru düşünmek. Yaptığının doğrul olduğuna inanıyorsun ama sonra yanıldığını anlıyorsun.. konuş bana nefes aldıracak bir şeyler söyle. Çok konuştum, her şeyi söyledim.. koca bir konuşma yaptım.. bir şeyler söyle.. buradan sola dönün lütfen.. her şekilde sen konuşmazsan, ben biraz daha konuşacağım! Bütün umudunu yitirdin mi? Sabah uyanınca gökyüzüne baktın mı? Şafakta güneşin doğmasını görmek istemiyor musun? Günbatımında güneşin sarı ve kırmızısını.. bunu artık görmek istemiyor musun? Ay’ı gördün mü? Yıldızları görmek istemiyor musun? Dolunay gecesini, tekrar görmek istemiyor musun? Lütfen doğru seçimi yap! Diğer taraftakiler buraya bakmak isterler. Ve sen oraya gitmek için acele ediyorsun.. bu kaynaktan su içmek istemiyor musun artık? Ya da o suyla yüzünü yı8kamak? Sağa dön.. dört mevsime bakarsan, her mevsim meyve getirir.. yazın meyve vardır, sonbaharda da, kışın değişik meyveler olur.. ve baharda da.. hiçbir anne buzdolabını çocukları için bu kadar meyve dolduramaz.. hiçbir anne çocukları için bu kadarını yapamaz… Tanrı’nın yarattıkları için yaptıklarını..
Bunu inkar mı edeceksin , her şeye boş mu vereceksin? İçeceklerin tadını boş mu vereceksin? Yapma.. ben senin dostunum, sana yalvarıyorum.. sağa dön.. burası anayol.. ben gitmeden önce sana Türkçe bir şarkı söyleyeceğim :
‘..Azizim uçtum yar, dost bağına düştüm yar
Yahşi günün kardaşın, yaman güne düştüm yar
Zor günlere düştüm , bana gel..’
Söyle bana , birbirimizi çok az tanıyoruz.. gidersen , dostunum.. kalırsan da dostunum.. her şekilde dostunum. Kalırsan dostunum , gidersen de dostunum..’
(Kirazın Tadı , Çekim Senaryosu , ABBAS KIAROSTAMI , Hazırlayan : Artun Yeres ,Es Yayınları , 2006 , 98 sayfa)
KİRAZIN TADI
Yönetmen : ABBAS KIAROSTAMI
Senaryo : ABBAS KIAROSTAMI
Oyuncular :
BADİİ : HOMAYOUN ERSHADİ
BAGHERİ : ABDOLRAHMAN BAGHERİ
Yapım : İran , 1997 , 95 dakika.
ABBAS KIAROSTAMI