“HASSAS TEN, Aşk Üzerine Kısa Anlatılar” – JOSAN HATERO

ARAYANLAR

 

Hiç tanımadıkları halde öteki yarılarını arayan aşıklar vardır. Birbirlerinin varlıklarını hisseder ve bir gün birbirlerini bulacaklarına inanırlar. Bu aşıkların özel bir dili, kokuları, giyinişleri ve ısırıcı bir sözcük dağarcıkları vardır. Seks yaşamları sürekli bir arayış üzerin kurulmuştur. Denizin dibini trolle tararcasına, bir vücuttan diğerine geçerek diğer yarılarını ararlar. Bazen bu arayışları kısır döngüye dönüşür. Buna engel olmak için geride kalan sevgililerde farklı izler bırakırlar. Avladıkları kişinin de bir avcı olduğuna güvenleri tamdır. Ayak izleri rastgele üçüncü bir kişide buluşur.

 

Varoluşları saf bir inat ve tensel bir savurganlıktan ibarettir. Kendi tutkuları ve niyetlerinin yüceliği onları değerli kılar. Sürekli arayan aşıklar, sürekli devinime ve fırlatılıp atılmış yatakların sonsuz akıntısına bağlılıktan başka sadakat tanımazlar. Yaşamları, otel odaları gibi geçici yaşam alanlarıyla, geçici vücutlarla, geçici lezzetlerle, unutmalarla, umutlanmalarla ve yeniden unutmalarla doludur.

 

SÖZCÜKSEVERLER

 

Tek sözcükte yaşayan aşıklar vardır. Aslında bu sözcüğü bekleyerek yaşayanlar demek daha doğru olacak. Bir tek sözcük. Herkes için farklı olan bir tek sözcük. Herkesin kendi sözcüğü vardır. Daha önce hiç duymamışlardır. Diliyle kulağı yalarcasına, hece hece kulağa fısıldanmış bir ses, bir anlam… kim bilir hangi dilde? Kutsal kitaplara sığınmış erotizmi tüm boyutuyla salıveren –bir karşılaştırma sadece- bir sevgili bulmak vaadi, sonsuzluğa açılan bir pencere – böyle bir şey mümkünse tabii – olan bir sözcük. Görmeden veya dokunmadan, koklayıp tatmadan aşık olabilirler ama duymadan olamazlar.

 

Bu aşıklar ya da daha doğrusu onları simgeleyen sözcükler olmaları gereken yere hep birlikte, düzenle yerleştirilmişlerdir. Gizli ve nemli bir metin oluştururlar. Bizlerden söz eden öğretici bir elkitabı gibidirler. Hepimizden söz eden bu kitap henüz ortaya çıkmamıştır. en azından öyle denir.

 

ÇARESİZLER

 

Öteki aşıkların tersine bu gruptakilerin, kendileri gibi olmamak tarzı bir seçenekleri yoktur. Bartleby gibi aşık olmamayı tercih etseler bile bundan kaçınmaları mümkün değildir. Onlar zorunlu aşıklardır. Kimse, neden aşık oldukları önemli değildir. Ellerinde olmadan, rastgele birine aşık olurlar. Öç almaya kararlı bir körün elindeki tabancayla rastgele ateş etmesi gibi, onların aşkları da hedef gözetmeden ateş alır; söylediğimiz gibi: Ellerinde değildir. Aşık olma zamanları gelince kendilerini engelleyemezler. Herhangi bir jest, onları harekete geçirir, yakar. Herhangi biri, onların sevme duygularını alevlendirebilir. Hiçbir kriteri olamayan bu aşkın kaçınılamaz sonu kesinlikle karşılık bulamaması olur. Öyle ya, bir aşıktan beklenen şey, insana kendini özel ve farklı hissettirmesidir. Sevilen kişi sadece tam o anda orada bulunmaktan başka bir özelliğe sahip değilse bu aşkın ne değeri var? Gerçek aşk bu mudur? Bu konuda bütün uzmanların üzerinde birleştikleri bir şey varsa o da, aşkın hiç de demokratik bir şey olmadığı görüşüdür.

 

JOSAN HATERO

 

josan - hassas ten

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

“HASSAS TEN, Aşk Üzerine Kısa Anlatılar”, JOSAN HATERO, Çeviri: ÖZGÜR ESEN, CAN Yayınları, Şubat 2013, 181 Sayfa…

Comments are closed.