HYPATIA..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

O, tarihin  en etkileyici ve ilgi çekici kadınlarından..

Son zamanlarda yeniden izlediğim ve  bir kere daha  inanılmaz etkilendiğim film.. İlk olarak 2009 yılında Cannes Film Festivalinde gösterimi yapılan filmin adı  AGORA .. benim hayalini kurduğum ütopya şehirlerimden biri.. AGORA.. tarihin bilinen ilk entelektüeli HYPATIA’nin hayat hiyayesini anlatan bir dönem filmi.. 2009 İspanya Yapımı Yönetmen Alejandro Amenabar .. Oyuncular: Rachel Weisz, Max Minghella, Amber Rose Revah, Oscar Isaac, Asraf Barhom..

Bazı filmleri sıradan ruh halleriyle izlememek gerek..  nasıl anlatmalı ki..  hangi tarihi ve filozofik bilgiyi girsem de filmi izlemek kadar çarpıcı değil bana göre..   İzledikten sonra kendimi çok kötü hissettiğim ve 2- 3 gün gözümün önünden gitmeyen güzel, akıllı, filozof, bilim kadını, astronom, matematikçi,  mücadeleci, HYPATİA..  Ve ne trajiktir ki ölümüyle bile unutulmayacak bir kadın. Ve benim kalbimde de sonsuza kadar yaşayacaksın…

4. Asır kilisenin güçlü bir siyasi teşkilata dönüştüğü  batı dünyasının bir dönüm noktasıydı..  HYPATİA,  ( 370-415)  yılları arasında İskenderiye’de yaşamış felsefe ve matematikle (özellikle geometri) ile ilgilenmiş bir bilim kadınıdır. Ünlü filozof, matematikçi ve gökbilimci Theon’un kızıdır.. Theon İskenderiye Üniversitesi’nde matematik dersleri vermekte idi.. Kızının eğitimi ile yakından ilgilendiği ve onu kendisi eğittiği söylenir.. Hypatia ise babasının çalışmalarına katılmıştır. Theon’a, Euclid’in bir eserine şerh yazarken kızının da yardım ettiği söylenir..

İskenderiye’deki Museion’da felsefe, matematik ve astronomi dersleri vermiştir.. sadece matematikçi olarak tanınmaz, çeşitli bilim dallarında çalışmıştır; özellikle çok iyi bir eleştirmen ve yorumcu  olduğu varsayılır. .

Astronomik tablolar, appolonius konik kesitleri ve diophant üzerine yorumları vardır. Platon ve Aristotales’in tanıtılmasında dersleri etkili olur.. Yeni-Platonculuk’a yakın durduğu söylenir. . Yeni-Platoncu okullarla bağlantı halindedir. Museion’da verdiği dersler ve konferanslar Hypatia’nın ününü arttırmıştır.. Hypatia bilim insanı olarak tanınmasının yanı sıra zarafeti, bilgeliği, gençliği ve güzelliği ile de ünlenmiştir.. Geniş bir öğrenci ve hayran kitlesi oluşturmuştur.. 4. yüzyılın sonlarına doğru Roma İmparatorluğu çöküşün eşiğinde ama Mısır eyaletinin İskenderiye feneri ve en büyük kütüphanesi ile pırıl pırıl parlamaktadır.. Kütüphane kültürün olduğu kadar dinin de simgesidir..

Paganlar atalarının ilahlarına buradan ibadet ederlermiş. .  Ancak, Şehirlerindeki yerleşmiş pagan kültürü artık yahudiler ve hiristiyanlık tarafından tehdit altındadır..

Ancak, Pagan okulları ayakta kaldığı sürece, Kilisenin kendisini bilginin yegane kalesi olarak göstermesi mümkün olmayacaktı..   Pagan filozoflar yaşayıp öğrettiği sürece, Pagan Kitapları olduğu  sürece bu böyle olacaktı.. Kilise için bir yol gözükmekteydi – pagan okulları, kayıtları ve hatta filozofları yok edilerek hakimiyet sağlanabilirdi..  ve böylece yok ediş başlamaktadır..

Hypatia adını tarihe “düşünce ve aydınlanma savaşçısı” olarak yazdıracak ve  “dini değil  mantığı üstün tuttuğu ve bunu çok açıkça haykırdığı ” için hazin  sonunu hazırlayacaktır.  cadı olarak ilan edecek, Vahşi bir şekilde öldürülecektir… parçalanarak İskenderiye sokaklarına dağıtılacak ve bazı kayıtlara göre  midye kabuklarıyla eti  kemiklerinden ayrılacaktı..

Filmde;   Hypatia öğrencilerine paganlar ve  hristiyanlar arasındaki sorunlara nasıl baktığını 4. yüzyılda şöyle açıklıyor; “Bizi birleştirenler, ayıran şeylerden daha fazla, hepimiz kardeşiz”…..

Maalesef bugün en keskin anlamıyla geçerliliğini koruyor bu cümle..

HYPATİA’nın özgürlüğünü bağışladığı ve hiristiyan olan eski pagan kölesinin şu yorumu ; ” ben affedilmiştim ama şimdi ben affedemiyorum”

Filmdeki İskenderiye Feneri manzaralı yukardaki evinde kölesi ile birlikte yaptığı deneyler esnasında kölesine sorduğu şu soru ;

“Dünya’yı olduğu gibi görmeyi kabul edersek ne ile karşılaşırız? Bir an  ön yargıları bıraksak karşımıza nasıl bir dünya çıkardı? “

HYPATİA’nın bu sorusu sonsuza kadar doğru değil midir ?

Sevgimle…

‘TAFLAN’

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Comments are closed.