‘düşlerinizin kentine dadandım, rüzgarda bir çalı yangını gibi görünmeden ve hep inatla..’ – SAINT JOHN PERSE (anabasis’ten..)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

DUVAR

 

senin düş çemberini engellemek içindir karşıda uzanan duvar.

fakat çığlıklanır imge.

yağlı koltuğun bir kanadına dayalı başın.

yoklarsın dişlerini dilinle:yağın ve salçanın tadı

çürütürken diş etlerini.

ve düşünü kurarsın adanın üzerindeki ak bulutların,

yeşil bir gün ışırken bağrında giz dolu suların.

 

sürgündeki özün teridir bu, tohumları uzun kılıflı

bitkilerin acı sızıntısı gibi, olgun mangrovların sinsi acılığı,

ve tohum kılıflarındaki kara nesnenin buruk sevinci gibi.

bu ölü ağaç kovuklarındaki karıncaların yaban balıdır,

yeşil bir meyvanın buruk tadıdır gün doğuşunda içtiğin;

havadır, sütlü ve tuzlu alizelerin tadınca..

sevinç! ey gökyüzünün yücelerine salınmış sevinç! ak ketenler

ışıyor, otlar ve yapraklarla örtülü görünmez avlular ve uzun

bir günün yüzyılında boyanmış toprağın yeşil nimetleri…

 

SAINT JOHN PERSE

Türkçesi : Mazhar Candan

Comments are closed.