Sokak
Dün kızı otobüse bindirdikten sonra “delirmek” aradı – Nabıyon dedi , dedim ki –Sıcak hava , nem , makat 42 derece. Akşam Behzat var hazırlık yapmak için eve geçiyorum.
“Bizim T’nin nikahı” diyor , Napıcaz. Plan , proje vs. görüşürüz diyip kapatıyorum telefonu.
Ev
Ortalık dağınık. Sağ olsun bizim köpek , bizden daha fazla evi dağıtma yetisine sahip. Düşünmek için oturuyorum. Durup düşünmek gerek ya oturduğum yerden bu ev nasıl temizlenir diye düşünüyorum. Sıkıcı yani… Sonra cep telefonuma tak bir mesaj düşüyor “Crockett” litrelik jack ve otuzbeşlik grants sezonu açılmıştır. Diyorum ki para fezada. Gel diyor her şeyi ben tamam ettim.
Karargâh
Boğanın orda bir dondurma alıyorum Crockett’e… Karargâhın kapısı açılıyor. Sıcağın şefkatli pençelerinden kendimi karargâha atıyorum. Öpme diyor burnum akıyor. Tamam diyorum. Her şey hazır maça başlıyoruz. Hayattan siyasetten vs. konuşuyoruz. Arada bardakları tokuşturuyoruz. İktidar hafiften ürperiyor biliyoruz. Delirmek mesaj atıyor hala orda mısınız ? Kısaca yeap diyoruz. Herif o an çalışıyor ama aklındaki Jack mucizesi çepeçevre sarmış durumda. On beş dakka sonra yanınızdayım diyor. Biz yarım şişeliğiz daha. Yolumuza istikrarlı şekilde devam ediyoruz. Müziklerin bini bir para…
Delirmek geliyor. Yüzü gülüyor , dişi parlıyor. Çoluğu çocuğu işi gücü satıp adam mucizeye koşuyor. Dolduruyor içiyor dolduruyor içiyor adam bizi on dakika içinde yakalamış , öne geçmek için şişeye el atıyor.
Ben tişörtü çıkarmışım halay başı halayda bir tek benden oluşuyor tey tey teeeey…
– Sabah kalktığımda o tişörtü bulamadım haberiniz olsun eğer eve çıplak yürüdüysem kadıköyün cümlesine rezilliğim manşettir ilgili arkadaşlara duyurulur ! –
Zaman ilerliyor zaman ilerlemiyor ışık hızıyla geçiyor benim ağzım burnumla yer değiştiriyor , dünya diyorum benden daha hızlı dönemezsin , diyorum ki en büyük ibne sensin ver elini öpeyim.
Ev
Hafızamı orospu çocuğu Jack’e çaldırdım söyleyin geri getirsin. Hiçbir şey hatırlamıyorum. Ve bir kez daha yenildiğimi severek ve isteyerek kabul ediyorum.
“Abi bana o halayı o zeybeği oynatmayın.”
‘Papyrus’