‘kelebekler ölüm giyinir de, ölüm gibi özgür uçar kaptan !
dirilişin kasıklarında sonsuz bir ölümlülüktür yaşam.
ve kelebekler bir gece ansızın bir tren vagonunda konar kirpiklerine.
gözlerinden sevda sözcükleri dökülür sarı kelebeklerin ve sarı elbise giyinmiş tüm ayrık zamanların başkaldırı adı olur ayrılıklar..
biteviye vermiş hüzünleri yüreğimin ceplerine kaldırıp tren istasyonuna kaçıştım avuçlarımdaki kelebeklerle.
nereye gideceğini bilememenin rahatlığına sarınıp kendini elindeki biletlere gömen insancıklarla gömü oldum tarih sonrasına.
ben bir arkeolog edasıyla tren raylarının altında ezilen sarı kelebeklerin peşine düştüm amansız kaptan..
ve salaş bir yalnızlıkla kanatlarından vurulmuş sarı kelebeklerle ağlaştım gün boyu..
ve sarı kelebekler bir gece ansızın bir tren vagonunda konar kirpiklerine ve ağlarsın.. ağlarsın..
ağlarsın kaptan !’
‘Mavinin Çığlığı’