‘bu gece dursana dünya…’

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

‘bugün kelimelerimi orda görünce .. bakakaldım duygularıma, kendime ve  içimdeki kırılgan çocuğa.. birinin ellerini uzatıp yüreğime dokunması ve  seni anlıyorum demesiydi.. kelimelerimi duymasıydı.. gözlerimi yaşartmasıydı..  teşekkür ederim yüreğine aylak adam’ız..   işte bazen bizi böylesine içlendiren şeyin adı hasretlerdi.. özlemekti, özlemekti..  özlemenin rengi KIRMIZIYDI.. eski yaraların hala kanamasıydı.. işte o eski yaralar öldüresiye sevdiklerimizdi   aylak adam’ız.. kanatmasınlar artık..  ve  ölümdür her ayrılış  her hasret .. ölümün nasılda sessiz sükunet dolu bir tadı var aslında.. ama artık ölüm de yaralı.. herkes ölüyor sessizce.. ölüm de yoruldu bunca insanı içine almaktan.. onun da eski tadı yok.. herkes her an gidecekmiş gibi duruyor birbirinin hayatında.. radio tarifa ,  ‘sin palabras’ dinlemekteyim.. pinhani de diyor ki “Bari bu gece bi kıyak yap ..Dünya dursana dünya dursana ..Dünya bu gece dursana, dünyaaaaa dursanaaaa ..”

ve deminde bir çay.. ve ben sanırım şimdilik mutluyum..

sen de sakın ölme aylak adam’ız…

BU GECE DURSANA DÜNYA….’

‘TAFLAN..’

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Comments are closed.