sahne..
dehşetin mükemmel olması için sezar , bir heykelin dibinde arkadaşlarının sabırsız hançerlerinin tehdidi altında çelik parıltıları ve yüzler arasında , kayırdığı , hatta oğlu gibi gördüğü ‘marcos junius brutus’u fark eder ve artık kendini korumaya çalışmaz , sadece shakespeare ve quevedo’nun yineledikleri gibi haykırır : ‘sen de mi , oğlum..’
yazgı yinelemelerden , değişik versiyonlardan , simetrilerden hoşlanır ; on dokuz yüzyıl sonra , buenos aires’in güney bölgesinde , bir goşo başka goşoların saldırısına uğrar , düşerken saldırganlar arasında , vaftiz babası olduğu genci görür .. yüzüne karşı , genci suçlayarak hafif bir şaşkınlıkla şöyle der (aslında bu sözleri okumak değil duymak gerek) : ‘sen ha..’ onu öldürüyorlar ama o , aynı sahnenin yinelenmesi için öldüğünü bilmiyor..’
JORGE LUIS BORGES..
diyalog üzerine bir diyalog..
a.- ölümsüzlük üzerine fikir yürütürken hava kararmıştı ama hala ışığı yakmamıştık.. birbirimizin yüzünü göremiyorduk.. macedonio fernandez , coşkudan çok daha inandırıcı bir kayıtsızlık ve sevecenlikle ruhun ölümsüz olduğunu yineliyordu.. beni , bedeninin ölümünün tümden önemsiz olduğuna , ölümün bir kişinin başına gelebilecek en anlamlı şey olması gerektiğine inandırmaya çalışıyordu.. ben macedonio’nun çakısıyla oynuyor , çakıyı açıp kapıyordum.. yakınlarda bir yerdeki akerdeondan durmadan , hani şu eski diye yutturdukları için birçoklarının sevdiği cumparsita’nın ezgileri geliyordu.. ben macedonio’ya rahatsız edilmeden tartışabilmek için intihar etmemizi teklif ettim..
z. (alaycı bir tonla) – ama sanırım sonunda buna karar veremediniz..
a. (artık tam mistik bir havaya girmiş olarak) – içtenlikle söylemek gerekirse o gece intihar edip etmediğimizi anımsamıyorum..
JORGE LUIS BORGES..
şiir sanatı..
zaman ve sudan oluşan ırmağa bakmak
ve anımsamak zamanın başka bir ırmak olduğunu ,
bilmek kendimizi bir ırmak gibi yitirdiğimizi
ve yüzlerin sular gibi akıp gittiğini..
duyumsamak uyanıklığın başka bir uyku olduğunu
düşlerinde uyumadığını ve ölümü gören
bizim etimizin o ölüm olmadığından korkan
her gece yattığımız o ölüm , adına uyku dediğimiz..
günde ve yılda simgesini görmek
insanın günlerinin ve yıllarının ,
yılların yıkımını , aşağılamasını dönüştürmek
bir ezgiye , fısıldanan bir söylentiye , bir simgeye ,
ölümde uykuyu görmek , günbatımında
hüzünlü altını , böyledir işte şiir ,
ölümsüz ve yoksuldur.. şiir
döner gelir tan ağarır gibi , gün batar gibi..
kimileyin akşamları bir yüz
bakar biz e bir aynanın dibinden ;
sanat işte bu ayna gibi olmalı
bize kendi yüzümüzü açan ayna..
odysseus’un , tansıklardan bıktığını anlatırlar ,
ıtaca’sını daha uzaktan seçerken sevdadan ağlamış ,
yemyeşil ve alçakgönüllü yurdunu.. sanat işte bu ıthaka’dır
yeşil sonsuzluktan , tansıklarla yok bir işi..
sonsuz ırmak gibidir hem bir yandan da
akıp geçen ve durakalan ve camıdır yansıtan tıpkı
durmadan değişen heraklitos gibi , tıpkı kendisi olan
ve bir başkası , bir sonsuz ırmak benzeri..
JORGE LUIS BORGES..
‘YARATAN..’ , JORGE LUIS BORGES.. Çeviri : PERAL BAYAZ CHARUM , AYŞE NİHAL AKBULUT , İLETİŞİM Yayınları , 2011 ,98 Sayfa..