MOR
yapraktan yosundan yoncadan
bahar inceden inceden
paris baharı bu bulanık
bir kül rengidir tüter nazlı nazlı
bir kül rengi yorgun argın ılık
serde ressamlık var azcık
bütün gün mor üstüne çalışmışım
boğazıma kadar mora gömülmüşüm
uzaktan bir akordeon sesi geliyor mosmor
dilimin acısı kolumun sızısı
kırk yıllık emektar başağrılarım mor
sen nehri bal rengi eiffel kulesi mor
bir yüz morardıkça morarıyor
kanlıca sırtlarında bir yerde akşam oluyor..
bütün gün mor üstüne çalışmışım
mor deyip geçme belalı renk musibet
yeryüzünde ne kadar insan varsa bir o kadar mor
menekşenin moru mavzerin moru kasaturanın moru
suya dökülmüş mazotun moru
neftin moru ziftin moru asfaltın moru
telgraf tellerinde petekkıranlar
buğday tarlasında devedikenleri
karadutun moru karamuğun moru kuzgunun moru
sıfırın altında çocuk elleri
ela gözlere konmuş murdar sineklerin moru
gözlerimi yumduğum zaman gördüğüm mor
morun karanlığı karanlığın moru
yok ölünün körü…
mor deyip geçme insan misali
yeryüzünde ne kadar insan varsa bir o kadar mor
insanların hesabı kimden sorulur bilmem
ama morların hesabı benden sorulur benden..
BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU
‘Dol Karabakır Dol , Bütün Şiirleri , Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları , 2003.. ve yine ‘Nazım Hikmet , Büyük İnsanlık , Kendi Sesinden Şiirler’ Yapı Kredi ve Türkiye İş Bankası Kültür ortak yayını , 2011..’