Güvenli ve derin soluk alamıyorum… zaten çoktan her şeyin tadı değişti… ne uykularımın ne de uykusuzluklarımın tadı yok..
Kırık vazoyu anımsatan sabahlarımsa en sevdiğim vakitler… en azından birkaç dakika da olsa kendi soluğumda boğulabiliyorum..
Sonrası sevgili ece-l-im’in soluğu…
Kalbimde kocaman bir UÇUK… bir yere yığılıp kalmaktan korkuyorum.. kimselerle konuşamıyorum bir tek BABOŞ’um..
Onun cümleleri , ara sıra arayıp da dinlettiği şarkıları , izlediği ve tavsiye ettiği filmleri , gülüşü ,sarılışı.. öyle insan ki..
Benim her gece yatmadan öperek , sevip sarmaladığım delikanlı kışıma bahar gibi geliyor , baboşum..
Kırık kalplere iyi gelen dostlar hep olmalı..
Hafta sonu , yine bana çok iyi gelen dostlarımdan Sevgi Ablam onurlandırdı evimi..
Birkaç dakikanın bile hesabını yapıp sevdikleriyle daha çok vakit geçirmek için kendini hırpalayan tek bünye benim sanırdım..
Değilmişim , o kocaman yeşil gözlerinden uykular akmaya başlayıp , gözleri bir japon gözüne dönüşse de , bitişlere , gidişlere karşı fazlasıyla direndi..
Poşetleri dahi uğur böceği resimli olan armağanlar getirmiş bizlere..
Belleğim yaş itibari ile eskisi kadar taze olmadığından biraz düşünmek zorunda kaldım bu uğur böceği sempatisini.. ve hatırladım… ki hatırlamasam da sevgi ablam anı mahalline çoktan gitti ve anlatmaya başladı..
O uğur böceklerini çok sevdiğini söylemiş bana , bundan tam 10 yıl evvel..
Bense hemen reddetmişim… şekilcisin demişim.. neden hiçbir faydası olmayan uğur böceğine bu bağlılık..
Üstelik bir de sorumluluk yükleyip dilek bağlıyorsunuz kanatlarına demişim…
Neden hamamböceği sevilmez deyip hamamböceklerine dair birçok sempatik gelebilecek özellikten bahsetmişim..
Duyanların hamamböceklerini yaşatma ve koruma derneği kurucusu olup dernek başkanı olma gayretim var sanacakları kadar abartmışım olayı.. ki ben bir Akdeniz akşamı koluna konan hamamböceği yüzünden yerinden fırlayıp kolbastı yapmış bir bünyeyim , korkarım çok…
O kadar çok üstüne gitmişim ki sonrasında karşımda duran o kocaman gözlerin havuz problemlerini aratmayacak hızda 1/3 nün dolduğunu görmüşüm.. (en dayanamadığım eylem de budur…) ağlamak… belki de ben çok çabuk ağladığımdandır… yolda gördüğüm herhangi bir yaşlı teyze bile sus tesisatı kurabilir gözlerimde..
halen 50 kez izlememe rağmen hep sonunun değişeceği umudu taşır hem de çok başarılı ağlarım ‘selvi boylum al yazmalım’da..
sevgi ablamın ağlaması çok fena üzmüş beni… ne aldığım zeki müren kaseti ne de dilime yapıştırdığım özürler hafifletmemiş vicdanımı.. çareyi kendimi bağlara bahçelere sürgün etmekte bulmuşum… hava o kadar sıcakmış ki güneşle sarmaş dolaş geziyormuşçasına…
ama ben sıcağa rağmen ,
ama ben korkaklıklarıma rağmen ,
ama ben bacaklarımın cılızlığına rağmen ,
ve en kötüsü hemen acıkıyor olmama rağmen ,
bir küçük kavanoz uğur böceği toplamışım sevgi ablama.. hiçbir uğur böceğinin yaşam hakkını elinden almadan üstelik..
birçok dilek dilemiş sevgi ablam..
çocuklardan daha şen gezmiş tüm gün..
uğur böceğine sevdamız bundanmış…
hangi hikayede olursak olalım yokuşun sonu dostlara çıkar…
gülüşünüzle ve dostlarınızla kalın…
‘BULUT’