‘yaşama sanatı , yalanlara inanmayı bilme sanatıdır..’ – CESARE PAVESE (Yaşama Uğraşı..)

YAŞAMA UĞRAŞI..

5 ocak 1938..

insan kendi doğasını değiştiremez.. eskiden ne kadar saf , yalan söylemeyen , paylaşıldığı zaman daha eksiksiz olacakları umuduyla duygularını açığa vuran bir insan olduğunu biliyorsun.. şimdi ise yalan söylemenin gerekliliği gibi karanlık bir takım düşünceler ileri sürdüğün için değiştiğini sanıyorsun..

kesin olan bir şey varsa , o da şu : hayatta seni ‘kendi erkeği’ sayacak bir kadından başka her şeye sahip olabilirsin..

yaşama sanatı , yalanlara inanmayı bilme sanatıdır.. bunun korkunç yanı , doğrunun ne olduğunu bilmememize karşın , bir yalanın yalan olduğunu hala anlayabilmemizdir..

1 kasım 1938

bir hiç yüzünden yılgınlığa kapılan insanlar en büyük darbelere karşı durmaya en yatkın insanlardır.. böyleleri güçlü insanlardan daha kolayca kendilerini bir trajedi havası içinde yaşamaya alıştırırlar.. direnme güçleri çabuk tükenir ve yuvarlanıp giderler..

her sıyrığı bir yıkım sayma alışkanlığı gerçek bir yıkımın incitme gücünü azaltır..

talihsizlik çıkıp geldi mi :

‘kendisine güvenen iyimser’ , korkunç acı çeker ;

‘işlerin her zaman kötü gittiğine inanan insan’ın çektiği acı ölçülüdür ;

‘sapına kadar kötümser olan insan’ ise korktuklarının çıkmasından sevinç duyar..

acı çekmemek için her şeyin acı çekmek olduğuna inandırmamız gerekir kendimizi.. leopardi’nin mutlu bir hayatı olabilirdi..

acı çekmemek için acı çekmeyi ‘kabul etmek’ gerekir..

bunu yapabilmek içinse  , pisliği altına çevirebilecek bir simya bilgisine sahip olmalı insan.. acı çekmeyi kabul edemeyiz üstelik , bundan ötesi yoktur.. hem neden edelim..

2 kasım 1938

talihsizlikler bir budalayı akıllı bir insan yapmaya yetmez..

3 kasım 1938

hepimiz kötü şeyler düşünürüz  , ama pek seyrek kötülük yapabiliriz.. hepimiz iyi şeyler yapabiliriz , ama iyi şeyler düşünebilenlerimiz pek azdır..

başkalarının bizim hakkımızda ne düşünecekleri kaygısı kendi vicdanımızdan daha güçlüdür.. suçu başkasına yükleme olanağını bulamadığı sürece , bilmeyerek bile olsa kötü bir şey yapacak yerde içindeki kötülüğün sesine uymayı kim seçmez.. 

10 kasım 1938

hayatın saldırılarına karşı bir savunmadır edebiyat.. hayat şöyle der : ‘beni kandıramazsın.. senin alışkanlıklarını biliyorum , tepkilerini sezip onları seyretmekten hoşlanıyorum , doğal akışını engelleyecek kurnazlıklarla gizini açığa çıkarabiliyorum..’

bunun dışındaki bir başka savunma gücü de , bize yeni bir sıçrama olanağı veren sessizliktir.. ama bu sessizliği kendi kendimize uygulamamız gerekir , bunu başka birisine , hatta ölüme bile bırakmamalıyız.. kendimiz için bir güçlüğü seçmek , o güçlüğe karşı kullanabileceğimiz tek savunmadır.. acı çekmeyi kabul etmek budur.. ona boyun eğmek yerine  , onu bir sıçrama tahtası olarak kullanmak..yediğimiz darbenin etkisini denetleyebilmek.. yaradılışları gereği eksiksiz olarak acı çekebilenlerin bir üstünlüğü vardır..acı çekmeyi etkisiz hale getirebilmenin onu kendi yarattığımız kendi seçtiğimiz bir şey yapmanın yolu ona boyun eğmektir.. intihar etmek için bir gerekçe..

iyilikseverliğin yeri yoktur burada..

CESARE PAVESE..

(YAŞAMA UĞRAŞI, CESARE PAVESE, Çeviren : CEVAT ÇAPAN , CAN YAYINLARI , 2000..)

Comments are closed.