İKİ DİL BİR BAVUL..
‘İsimlerimiz.. Annelerimiz , babalarımız onları bulmak için ne kadar acı çektiler. Nasıl da bizi düşündüler. İsimler birer kelime sadece ve kelimeler ne anlama gelir ki.. Gözlerimiz isimlerimizdir..’- Fairuz (Lübnanlı Şarkıcı.)
FİLMİN HİKAYESİ : Türk öğretmenin, uzak bir Kürt köyündeki bir yılı. Öğretmen Kürtçe bilmez, çocuklar Türkçe. Öğretmen ilk kez gördüğü bu coğrafyada, bir yılını çocuklara Türkçe öğretmekle geçirir. 1 yılın sonunda çocuklar Türkçe öğrenebilecekler mi?
İki Dil Bir Bavul üniversiteden yeni mezun olmuş ve uzak bir Kürt köyüne atanmış Türk öğretmenin bir yılını, onun okula yeni başlayan ve Türkçe bilmeyen çocuklarla yaşadıklarını anlatır. Bir yıl boyunca öğretmenin farklı bir topluluk ve kültür içindeki yalnızlığına, çocuklar ve köylülerle yaşadığı iletişim problemine, çocuklardaki değişime tanık oluruz. Bu süreç boyunca öğretmen ve çocuklar birbirlerini yavaş yavaş tanımaya ve anlamaya başlarlar.
YAPIM – YÖNETMEN : ORHAN ESKİKÖY , ÖZGÜR DOĞAN
SENARYO – GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ : ORHAN ESKİKÖY
81 DAKİKA , 2008 (www.ikidilbirbavul.com)
AYLAKADAMIZ :
Denizli’li öğretmen EMRE’nin ilk görev yeri olan doğudaki Kürt köyündeki yaşadıklarının anlatıldığı şahane bir belgesel film İKİ DİL BİR BAVUL.. EMRE öğretmenin Türkçe bilmeyen öğrencileriyle yaşadıkları , köyün yaşam standartlarına alışmaya çalışması , köydeki yalnızlığı , ara sıra kapıldığı umutsuzlukları , kızgınlıkları.. Bir yandan da köyün çocuklarının ve diğer yaşayanların sakin , yalnız ve yoksul yaşamları.. Köyün sefaleti , insanların bu sefaleti kanıksamışlıkları..
Ve bu temelde yılların sorunu ve acısı : anadilde eğitim sorunu.. İki taraftan bir bakış açısı getiren objektif bir film.. Yorum katmıyor.. Sorunu olduğu gibi izleyicinin önüne koyuyor..
Zilkif’in (öğretmen EMRE inatla ZÜLKÜF diyor , Zilkif’te inatla ZİLKİF diyor..) , Rojda’nın ve daha nicelerinin ve öğretmen EMRE’nin okuma yazma öğrenmek-öğretmek için çabaları..
Ama daha değil birinci sınıflar değil ikiler üçlerden bile Türkçe bilen yoktur okulda.. Filmdeki köyün büyüklerinden birinin anlatımıyla ‘yahu ben beşi bitirdiğimde daha yeni yeni Türkçe öğrenmeye başlamıştım.. bakma artık uydu anteni televizyon radyo var , şimdi ki çocuklar daha şanslılar..’ ve yine aynı kişinin yurt dışına gitmeye çalışırken gittiği mülakatta ‘kaç dil biliyorsun , yabancı dil biliyor musun’ sorusuna verdiği cevap : ‘iki dil biliyorum , Kürtçe ve Türkçe.. Türkçe benim yabancı dilim , diğer bildiğim dil de Kürtçe..’ demesi üzerine mülakat görevlisi kadının kahkaha atarak verdiği cevap : ‘Kürtçe’ye dil mi diyorsun sen..’
Yılardır arkamızı döndüğümüz anadil , anadilde eğitim sorunu.. Anadil insanın içine doğduğu dilidir.. Kişi her ne kadar yabancı bir dili öğrenip , o dilde hayatının bir kısmını idame ettirip sürdürse de , yabancı bir dilde okuma yazmayı öğrenip eğitimini yapsa da hep anadiliyle düşünür , anadiliyle hayaller kurar , anadiliyle aşık olur , anadiliyle ağlar , anadiliyle feryat eder , anadiliyle rüyalarını görür..
Filmdeki çocukların tuvalete gidebilmek için ‘tuvalete gidebilir miyim ’i Türkçe söyleyebilmek için çektiği sıkıntılar bile insanın izlerken filmi acı çekmesine , kalbinin sızlamasına yetiyor..
EMRE öğretmen velilerden yardım istiyor ancak veliler de çaresiz ve sabırlı olmasını söylüyorlar öğretmene..
Anadilde eğitim sorununu herkesin önüne koyuyor tüm çıplaklığıyla İKİ DİL BİR BAVUL.. Açılım yalanlarının ve demagojilerinin döndüğü bugünlerde buyurun diyor , sorun bu , çözümü gösterin..
Çocukluğumda büyüklerimin memuriyeti nedeniyle yaşadığım yerlerin resmi kurumlarının duvarlarında kocaman kırmızı harfli camlı tabelalar vardı : ‘VATANDAŞ TÜRKÇE KONUŞ !’ Ne acı , ne terbiyesizce bir cümle.. Vatandaşı için varolması gereken devletin vatandaşına yaptığı en acımasızca kıyım.. Bundan daha acımasızca nasıl bir devlet vatandaşını yok sayıp , aşağılayabilir ki.. Vatandaş Türkçe bilmiyorsa hastanede ölsün derdini anlatamadan , vatandaş Türkçe bilmiyorsa derdini anlatamasın belediyede , adliyede vs resmi kurumlarda.. Böyle zihniyetler , böyle uygulamalardan geçti bu ülke..
Çocukluğumdaki bu tabelalarda gördüğüm cümlelerden olsa gerek daha sonraları ebeveynlerim arkadaşlarımın ya da misafirlerimizin yanında Arapça konuştuklarında utanır , korkar , ağlar ve yalvarırdım Türkçe konuşmaları için.. Çünkü küçük çocukların içinde bile Türkçe konuşmamak bir aşağılama nedeni oluyordu bazı illerimizde.. Oysa benim nenelerim hiç Türkçe bilmezler , ben onlarla Türkçe konuşmaya çalışır ve Türkçe öğretmeye çalışırdım.. Küçücük bir çocuk nasıl bundan daha sert korkutulur , yontulmaya çalışılır ki..
Çok anlatılan ve çizer ENDER ÖZKAHRAMAN’ın da LEMAN dergisinde çizdiği ORASI ÖYKÜLERİ’nde de anlatılan bir hikaye vardı hatırlarsınız.. Oğlunu cezaevinde ziyarete giden Kürt bir anne cezaevi yönetimindekilerin Türkçe konuş baskısı ve Kürtçe konuşması halinde görüşmenin bitirileceği tehdidi yüzünden oğluyla sadece bakışması ve oğluna hal hatır bile soramaması , ne kadar acı değil mi.. Her aklıma gelişinde içim kıyılıyor..
Herkes Kürtçe ve Kürt sorunu gündem de diye bu konuya odaklanmış durumda ama sadece burada değil ki anadilde eğitim sorunu.. Ülkemizin başka yerlerinde Türkçe , Kürtçe dışında başka diller konuşan , anadili farklı ve okula ya da askere gidene kadar Türkçe bilmeyen insanların yaşadığı yerler de var.. Evet hem de çok var.. Onlara da açılım uğrar mı veya ‘birileri ısıtıp ortaya koyarsa mı’ açılım oralara da uğrar acaba..
Dünyamızda ve ülkemizde bazı diller yok oluyor , kimse ses çıkarmıyor ya da farkında değilmiş gibi davranıyorlar..
Sorun büyük , çözümün bulunması için fikirlerin yarışması gerekiyor.. Sorunu tarafsız , objektif şekilde ortaya koyan bir belgesel İKİ DİL BİR BAVUL.. Buyurun açılım severler çözün bakalım sorunu.. Birbirimizi aşağılamadan , farklılıklarımızı birbirimizin gözlerine sokmadan , birlikte sonsuza kadar kardeşçe yaşayabileceğimiz , eğitimde birliğin sağlandığı ama herkesin kendi dilinde öğrenim görebildiği ya da tercih edebileceği bir sistemi nasıl kuracaksınız görelim ‘HERŞEYİ EN İYİ BİLEN , VATANDAŞ İŞİNİZE GELMEYEN BİRŞEY SÖYLEYİNCE AZARLAYIP KOVALAYAN POLİTİKACI , YAZAR , DÜŞÜNÜR HER KESİMDEN BAYLAR , BAYANLAR’ GÖRELİM , BEKLİYORUZ..
Açık , sade bir dille ülke sorunlarımızdan birini yorum getirmeden ortaya koyan İKİ DİL BİR BAVUL’u kaçırmayın izleyin.. Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler..
Ve son sözümüz : ÇOK DİL VAR FAKAT TEK BAVUL VAR.. İyi seyirler..