Archive for Ekim, 2009

İtirazın iki şartı – NEVZAT ÇELİK

cicek-silah

İTİRAZIN İKİ ŞARTI

 

çok olmadığımız kesin
çok olan tarafta değiliz
çok olan tarafta olmayacağız
türkiye’de kürt olacağız
kürtlerde ermeni
ermenilerde süryani
gidip almanya’da türk olacağız
hollanda’da surinamlı
fransa’da cezayirli
iran’da azeri
amerika’da zifiri zenci olacağız
çoğalan zenci de mutlaka kızılderili
israil’de filistinli
köpeğin karşısında kedi
kedinin karşısında kuş olacağız
kuşun karşısında börtü böcek
hakemler hep karşı takımı tutacak
ve biz hep yedi kişiyle tamamlayacağız maçı
çiçeklerden kamelya olacağız
az kolumuzun tarafında
solda olacağız
bu itirazın ilk şartı
solda da az olacağız
bu itirazın ilk şartı
solda da az olacağız
devrimi çoğaltırken çünkü
bir başka devrime hızla azalacağız
bu da itirazın ikinci şartı
 

NEVZAT ÇELİK

nevzatcelik-1

Yusuf için..

Oysa oyuncu olmayanların bile
oyun oynadığı bir yaşamda yusuf
eski telgrafhanelerden tez gel sabahlarımıza
kollarından sarkan el örgüsü hırkalarda
üzeri örtük dirençlerin dili
biz anladık
bz anladık annenin ne söylediğini
bir tulum sesinde uğurlanan yılların izi kalmasın üzerinde diye
duvarların nemi kalmasın diye anan
hep dışarıda yatırıyor ya seni
zaten anadan başka kimin aklına gelir
acıyı kovalamak
çünkü biz bir köpek gibi kaçarız hüzünlerden
hüzünler ki bizden bir adam çıkarır ortaya

dağların öteki ucunda da olsan varlığın
içimize sızan yusuflar gibi çoğalır
anlıyorum ki vicdanımın körelen keskinliğiyle
bedel bizim kazandıklarımızla ödenen birşey değil
çıplak ayaklarınla çıktığın doktor yanı şahit
seninki teslimiyet değil
bak utanıyorum sana çok güzel bir adam olduğunu söylemeye çünkü konu bu değil.
yani mevsim sonbahar’ı geçti.
kışın ağaçlar sarı bile değil.
çıplağız. bütün duygulardan çıplağız yusuf.

Yazan : SEAGULLİNESKİŞEHİR

sonbahar-

Artık senin gözlerinle görmekten öte bir seçeneğim yok..- Yannis Ritsos

‘..Bu ağaçlar katlanamaz daha basık bir göğe
Bu taşlar katlanamaz yabancı çizmelere
Yalnız güneşe boyun eğer bu yüzler
Yalnız doğruluğa boyun eğer bu yürekler..’

Yannis Ritsos

YANNIS-1

‘Bir yola çıkıştır her sözcük

Bir buluşma için – sık sık vazgeçilen-

Ve bir sözcük işte ancak o zaman gerçektir : BU BULUŞMADA DİRETTİĞİ ZAMAN..’ 

Yannis Ritsos

YANNIS-2

BELKİ BİR GÜN

Sana bu pembe bulutları göstermek istiyorum gecede.
Ama görmüyorsun. Gece olmuş –insan neyi görebilir ki?

Artık senin gözlerinle görmekten öte bir seçeneğim yok, diyor
demek ki yalnız değilim, yalnız değilsin. Gerçekten de
bir şey yok sana gösterdiğim yerde.

Sadece gecede bir araya gelmiş yıldızlar, yorgun,
bir kır eğlencesinden kamyonla dönen insanlar gibi,
hayal kırıklığına uğramış, aç, hiçbiri türkü söylemeyen,
terli avuçlarında ezik yaban çiçekleri.

Ama ben direteceğim, diyor, görmekte ve sana göstermekte,
çünkü sen görmezsen, sanki ben de görmemiş olacağım
-hiç değilse senin gözlerinle görmemekte direteceğim-
ve belki bir gün buluşacağız başka yönlerden gelip.

Yannis Ritsos

AHKER – AHMET TELLİ

ahker-2jpg

AHKER

I /

Büyükbüyük nine alacakaranlıkta bir gölge gibi kalkıp cezvesini , kallavi fincanını sessizce alırdı teldolaptan. Sonra cezvesini sürmek için , maşasıyla külleri bir yana itince , ahkerler belirirdi mangalda. Öyle gözgöz, Öyle kıpkızıl , bütün geceyi ısıtan iri ahkerler. Ve ben çocuk kalbimle onları mangala düşmüş yıldızlar sanırdım.

Büyükbüyük ninem , her gece bu yıldızlarda pişirirdi kahvesini.

II /

Harflerle üstü örtülmüş

Bir ahker olsa gerek şiir

 

Yine de yanar birinin canı

Kalbiyle açmakta çünkü kitabı

AHMET TELLİ  (Temmuz-2009)

( AKATALPA AYLIK ŞİİR VE ELEŞTİRİ DERGİSİ EYLÜL 2009 – 117 . SAYISINDAN ALINMIŞTIR. AKATALPA :  Mollagürani Mah. Teker Sok. No:8 , Zemin Kat , Osmangazi-Bursa)

ahker

ahmettelli-2 

16 Years of Alcohol (2003)

16 Years of Alcohol (2003)

..SOMETIMES

FOR SOME PEOPLE

THINGS DON’T WORK OUT

AS THEY MIGHT HAVE HOPED…………………..

 

16yearsofalcohol-1

 

..Bazen bazı insanlar için olaylar beklendiği gibi cereyan etmez.. Umut çok ilginç bir şey , bazı insanların kaybettiklerini bildikleri para gibi bir şey..

..Umutla aranızda ne kadar kuvvetli bir bağ varsa o kadar çirkin görünür..

..Bu umutla ilgili bir hikaye.. Umut ve arzu , sıra dışı bir dünyanın hayali.. Fırtına bulutları üzerinizde toplanırken sizin üstünüzde sizi kollayan meleklerin olduğu  bir dünyanın hayali.. ..Bazı insanlar için olaylar beklendiği gibi cereyan etmez. Umut çok ilginç bir şey..

..Aşkla ilgili olarak hep ilginç hissetmişimdir. Bana hep hileli gözükmüştür aşk. Mutluluk ve hüzün , güzel ve çirkin , hayal ve gerçek. Buna rağmen bir tek şeyi biliyorum hep aşk istemişimdir. Sessizce , çok değil , sadece kalbimi memnun edecek kadar. Sadece biraz gülümsemeli , dünyaya gülümsemeli…

..Aşk aç gözlüdür. Bazen bazı insanlar için olaylar beklendiği gibi cereyan etmez ve o zaman aşk tehlikeli bir hal alır , ürkütücü , şiddetli , dolunay kadar soğuk.. Ama bugün sıcak bir meltem gibi.. Sonra birden zaman ve dünya durmuş gibi hissettiriyor , aşağılanma ve nefret , iyiliğin bittiği nokta.. Umut gidince başka ne kalır..

Hep biliyordum ama hiç anlayamadım , bu çok saçma , insanların kazandığı bir yer değil bu ama insanların bir şeyler kaybettiği bir yer , hem de çok fena..

..İşte rüzgar geliyor , binaları sıyırarak , anlamsız yolculuğunda birilerini suçlamak için..

..Her zaman birileri bir şey ödemek zorundadır , bu tek ama tek kuraldır.. (16 Years of Alcohol)

 

16yearsofalcohol-2

16 Years of Alcohol (2003)

Yönetmen ve Senaryo : Richard Jobson

Oyuncular : Kevin Mckidd , Laura Fraser , Susan Lynch , Jim Carter , Ewen Bremner

16yearsofalcohol-3

 

16yearsofalcohol-4

 

..SOMETIMES

FOR SOME PEOPLE

THINGS DON’T WORK OUT

AS THEY MIGHT HAVE HOPED…………………..

KARMATE – Nani……

‘…Geldi bi kara duman

Dağlarun arasina

Kaderumda benziyor

Dumanun karasina…’

karmate-1 

karmate-2

KARMATE

Karmate, 2008’in temmuz ayında grup üyelerimizden Resul DİNDAR ,İsmail AVCI ve Oktay ÜST tarafından kurulmuştur.Karmate(karmaûe),Lazca’da “değirmen” demektir.Karadeniz’de üretimi,emeği ve karşılıksız yardımlaşmayı simgeleyen Karmate,korunmaya değer otantik yapısı ile, kaybolmaya yüz tutmuş dilleri,müziği ile yaşatmayı ve arşivlerde kalan ezgileri ortaya çıkarmayı, kendisine hedef olarak belirlemiş olan bizler için; grubu ifade edebilecek anlamlı bir simge olmuştur.
“Karadeniz kültürünün müziğini icra edebilmek; özveri, en önemlisi sorumluluk gerektirir” diyerek başladığımız müzik yolculuğumuzda, kendi coğrafyamızda, popüler kültürle yozlaştırılan,sözde Karadeniz müziğine karşı;Lazca ve Karadeniz de konuşulmakta olan diğer dillerde(Türkçe, Megrelce, Gürcüce,Hemşince,Rumca …) söylenen destanları,ninnileri,türküleri hassas yapılarını bozmadan, akustik enstrumanlarla ,yeniden yorumlayarak; evrensel boyuta taşımayı amaç edindik.Dilimize ve kültürümüze sahip çıkıp; tarihimizi yarınlara taşımayı becerebilirsek, dilimizi ve kültürümüzü yok etmeye çalışanların tehditi karşısında, asıl tehdit olacağımızın bilincindeyiz.
Kültürel mirasımızı korumanın yanında, doğa katliamlarına yol açan, doğal yaşam içerisinde, canlı yaşamına son verecek her türlü projeye, sesimizin ulaştığı her alanda, müziğimizin gücü ile, karşı durmaktayız.Doğa katliamlarına, salt Karadeniz düzleminde de bakmıyoruz; “yaşanabilir bir dünya için”, tüm insanlığın bu ve buna benzer konularda bilinçlendirilmeye çalışılması,önemli misyonlarımızdan biri olacaktır.
Karmate olarak, doğal ve kültürel miraslarımızı koruma bilinciyle; yarınlarda, barış ve sevgi ile, kendi dilimizde ve kardeş dillerde şarkılar, türküler söylemek, üretmek, çoğaltmak ve yozlaşmalara inat, “biz” olarak kalabilmek için, uzun bir yola çıktık.

Grup Üyeleri:

Resul Dindar (Vokal)
İsmail Avcı İsmanaşi (Tulum)
Oktay Üst (Kemençe-Vokal)
Gökhan Özkan (Akordion-Vokal-Panduri)
Muhterem Sur (Buzuki-Lavta-Baglamadaki)
Yıldırım Yalçınkaya (Akustik Bas)

karmate-3

 

SKAN  MASKVAMA  (SENİN  GÜZELLİĞİN)

Senin kadar güzel , senin bir benzerin

Dünyada hiç kimse yok

Benim yanımda değilsin ama

Uzakta olsan da seninle seviniyorum

Benim yanımda değilsin ama

Uzakta olsan da seni seviyorum

Ou nana , nana , nana

Ou nana , nanaia

Ne olur uçup gitme

Benim küçük bülbülüm

Ne olur uçup gitme

Benim küçük bülbülüm

 

Yüreğimi yakıp kavurdun

Meğer biliyormuşsun sevabı günahı

Eğer uzaklara uçup gtimeseydin

Kendimi sana feda ederdim

Eğer uzaklara uçup gitmseydin

Kendimi sana feda ederdim

 

Ou nana , nana , nana

Ou nana , nanaia

Ne olur uçup gitme

Benim küçük bülbülüm

Ne olur uçup gitme

Benim küçük bülbülüm

Söz ve Müzik : Megrel Halk Şarkısı

Alıntılar : www.karmate.org ve Nani adlı albümden.

karmate-4

kaçış – SERDAR KESKİN..

serdarkeskin-1

Kaçış

Kapat gözlerini balığım üzülme sen
Bir gün elbet kurtulacağız cam çeperlerden

Gülüş güzel gök mavi desem anlar mısın?
Ben ağlasam haykırsam göğe, duyacak mısın?

Zaman geldi mekan değil ertele sabret
Balığım hiç dinmesin aşkın bir deniz hayal et

Söz-müzik  : ışıl erdal
Düzenleme : serdar keskin

serdarkeskin-2

Bir Kadeh Rakı – Ahmet Erhan..

Bir Kadeh Rakı

Burda, bir Ahmet Erhan var uzakta
Defterini dürmüş ve Bingöl’de bir dağ köyü kadar yalnız
Aylardır aramadınız, yolları da kapanmadı
Ayakizleri betonlarınızın üzerinde saklıdır

Burda, bir Ahmet Erhan var uzakta
Taşikardi, ülser ve panik ataklı anksiyeteyle dalaşır
Aşağıeğlence’den çıkın, Etlik İlkokulu’nun altında
Ankara’da, bir belediye otobüsü yalnızlığını yaşar
Görseniz bir yerlerden hatırlarsınız mutlaka

Elleri artık titriyor, eski gibi değil
Başını sanki dünyayı taşıyormuşçasına yorgun tutuyor…
Burda, bir Ahmet Erhan var uzakta
Gözleri şehrinizin bütün dumanlarıyla kaplıdır

-Bir kadeh rakının kırk yıl hatırı vardır… 

AHMET ERHAN

raki-1

hem kurbanım hem de cellat.. – Charles Baudelaire

“hem bıçağım hem de yara
hem yanağım hem de tokat
hem kurbanım hem de cellat
ezen ve ezilen çarkta”

Charles Baudelaire

baudelaire-1

SARHOŞ OLUN

Ama neyle? Şarapla, şiirle, ya da erdemle, nasıl isterseniz. Ama sarhoş olun.

Ve bazı bazı, bir sarayın basamakları, bir hendeğin yeşil otları üzerinde, odanızın donuk yalnızlığı içinde, sarhosluğunuz azalmış ya da büsbütün geçmiş bir durumda uyanırsanız, sorun, yele, dalgaya, yıldıza, kuşa, saate sorun, her kaçan şeye, inleyen, yuvarlanan, şakıyan, konuşan her şeye sorun, ‘saat kaç’ deyin; yel, dalga, yıldız, kuş, saat hemen verecektir karşılığını: ‘Sarhoş olma saatidir. Zamanın inim inim inletilen köleleri olmamak için sarhoş olun durmamacasına! Şarapla, şiirle, ya da erdemle, nasıl isterseniz.’

Charles Baudelaire

gece fragmanları no.105 – ABDULLAH FARUK GÖNÜLLÜ

rachel_corrie-13

gece fragmanları no.105

sana barınaklar kurdum

kolumdan kanadımdan

uzak yıldızlara bakıp iç geçirme

 

yıldızlar içimizde

gece bizimdir

ABDULLAH FARUK GÖNÜLLÜ

 

rachel_corrie-21