‘..Ayakların üşüdüğünde duyduğun ürperti
Mavidir kuşkusuz
Duy derim
Gülersin
Sen güldükçe deniz çoğalır………………’
KIVILCIM VAFİ
‘..Ayakların üşüdüğünde duyduğun ürperti
Mavidir kuşkusuz
Duy derim
Gülersin
Sen güldükçe deniz çoğalır………………’
KIVILCIM VAFİ
YALNIZLIK
Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdesin
Yol olsan kimse geçmez,
Su olsan kimse içmez
El adamı ne anlar senden…
Çıkarsın bir dağ başına – yol olsan kimse geçmez –
Bir ağaç bulursun – su olsan kimse içmez –
Tellersin pullarsin
Gelin gelin eylersin
Bir de köpürmüş gelen o bulutları görürsün
Başka ne gelir elden…
YAŞAR KEMAL
BİR KEZ DAHA BU GECE , RUHUM..
Bir kez daha bu gece , ruhum ,
dönüp sayfalarını çevireceğiz
kitabın , lanetini yazan.
Yalnızız bir parça ışığın önünde ,
bu masanın üzerine yayılan.
Başımızın üzerinde uzanıyor , karanlık ,
kitapları geçmişin,
dünyayı ateşe veren.
Çalıyorlar ruhumuzda
çok uzun süredir
umutsuz senfonilerini.
Ayartıyorlar bizi ama sen,
lanetli ruh,
bu gece gene kana buluyorsun kendini.
Gene kendini inkar ediyorsun,
duyduğun için güldüklerini,
güldüklerini soğukça
bütün yaşama, senin olan.
Razı olmalıyız, ruhum,
asla anlamayacağız başka yaşamı.
Tiksindirip acı veriyorlar bize,
o ciltlerden, kanımıza dönüşen,
en derin düşlerimiz,
en yararsız terk özlemlerimiz.
Ve kanımızda yakıyor bizi
umutsuz kibri çocukların,
terslenip dayak yiyen.
Yaşayamayız artık
bu korkunç kaygıyla.
Çocuklar, çaresiz çocuklar,
utkuyla oyun oynayan.
ÇARESİZ İSYAN
VE EN KORKUNÇ ACI :
YARIN GENE
AYNI OLACAKSIN.
(16.09.1928)
CESARE PAVESE
Adela Greceanu
”Bazı şeyler serbestçe dolaşır ortalıkta, nereye baksanız görürsünüz, en azından görmek istediğinizde nereye bakacağınızı bilirsiniz.
Bazı şeyler bir öncekinin aksine ender bulunur, üstelik görmek istediğinizde nereye bakacağınızı da bilemezsiniz.
Ender olanın başına iki şey gelir , tıpkı insanlığın kısa tarihinde olduğu gibi. Ya bir koleksiyon nesnesi yapılır, alınır , saklanır; ya da bir hilkat garibesi yapılır, parmakla gösterilir, suçlanır, kovulur………..” – GORE VIDAL
‘HİÇBİR ŞEY DEĞİŞMEZ. AMA HİÇBİR ŞEY DE BİR ZAMANLAR OLDUĞU GİBİ KALMAZ……..’
‘..Benim japon hocamın bir lafı vardı : ‘acını terbiye et.’ Acıyor mu , acıyor , acını terbiye et ve bu işi yap. Vücut dayanmıyor artık, gövde tükeniyor ve sen yanıyor musun? Yanıyorsun, boşver, devam et sen. Bu nedenle ben hep mutluydum. Biz acıyı bal eyledik dostum!..’
TUNCEL KURTİZ
Aldatmam kendimi,
Sıkıntılı yüreğimde kaygı pusulandı.
Neden adım şarlatana çıktı?…
Neden serseri diye anılıyorum?
Haydut değilim, ormanda soygunculuk etmedim.
Hapishanede yatan bahtsızları kurşuna dizmedim.
Ben sadece karşıma çıkanlara
Gülümseyen sokak çapkınıyım.
Moskovalı hovarda, kabadayının biriyim,
Bütün Tverskoy mahallesinde
Kuş gibi yürüyüşümü
Bilmeyen sokak iti yok.
Uyuz beygirlerin tümü,
Beni görünce kafa sallar.
Hayvanların en iyi dostuyum,
Şiirlerim tet tek hayvan, ruhların şifası
Silindir şapkayı başıma takarsam – kadınlar için değildir,
Anlamsız tutkulara kalbim kapalı,
İçindeki hüznü yatıştırınca…
Kısrağıma arpanın altınını sunmak isterim.
İnsanlarla dostluk kurmadım,
Başka bir âleme adadım kendimi.
En iyi kravatımı rasgele
Sokak hoşhoşunun boynuna dolamaya hazırım.
Artık dert edinmeyeceğim kendime,
Güçlü kalbimde karanlıklar dağıldı.
Bunun için şarlatan diye anıldım,
Bu yüzden adım serseriye çıktı.
SERGEY YESENİN
“her zaman sarhos olmali. her sey bunda: tek sorun bu. omuzlarinizi ezen, sizi topraga dogru çeken zaman’in korkunc agirligini duymamak için, durmamacasina sarhos olmalisiniz.
ama neyle? sarapla, siirle, ya da erdemle, nasil isterseniz. ama sarhos olun.
ve bazi bazi, bir sarayin basamaklari, bir hendegin yesil otlari üzerinde, odanizin donuk yalnizligi içinde, sarhoslugunuz azalmis ya da büsbütün odanizin donuk yalnizligi içinde, sarhoslugunuz azalmis ya da büsbütün geçmis bir durumda uyanirsaniz, sorun, yele, dalgaya, yildiza, kuşa, saate sorun, her kaçan seye, inleyen, yuvarlanan, şakıyan, konuşan her seye sorun, “saat kaç” deyin; yel, dalga, yildiz, kus, saat hemen verecektir karsiligini: “sarhos olma saatidir. zamanin inim inim inletilen köleleri olmamak için sarhos olun durmamacasina!
sarapla, siirle, ya da erdemle, nasil isterseniz.”
Charles Baudelaire
Azad edin beni dostlar,
Yittim, yittim, gittim.
Belki birgün dönerim aranıza,
Ben şimdilik bittim.